kullanıcı ismi: kategori:
sıramala: bağıntılı yeniden eskiye eskiden yeniye
[]

merck ilaç ecza ve kimya a.ş.

mülakata gideceğim ama adını daha önce çok duymadım. nasıl bilirsiniz?




 
Amerika'nın en büyük ilaç firmalarından, Johnson and Johnson ile beraber en büyüklerden. Amerika'da tanıdığım üst düzey yöneticileri var ama burada bilmiyorum malsef.


  • tiny penny  (04.02.16 15:52:04) 
çok çok iyi şirkettir,


  • oscar  (04.02.16 17:56:46) 
iyi bir şirket gerçekten de. çok profesyoneller. para ya da koşulları bilemiyorum ama ukala bir hasta gözünden sadece egitim hemsiresi gorulerek edinilmis izlenim iyi.


  • fallopian  (04.02.16 18:09:18) 
[]

samsung note3 kolonya kactı ve ekran karardı ne yapabilirim ?

cantamda tasırken telefonun icine kolonya kactı sanırım, ekran alacalı bulacalı oldu karardı ama kararan yerlerde dokunmatik islevini koruyor nasıl hal olur, olursa kaca mal olur ? yardımcı olursanız sevinirim..




 
ekranı temizlenebilirse şanslısın, eğer ekranın değişmesi gerekiyorsa aşırı pahalı bir parça, en az 400 kaadı taş.


  • cekilmis gayfe  (23.03.16 23:53:11) 
[]

Office programlarının sürekli hata vermesi

Merhabalar. 6 ay kadar önce torrent'ten microsoft office professional plus 2013 indirdim. Word ve Excel kullanıyorum. Sürekli hata veriyorlar, yanıt vermiyorlar. Genelde görev yöneticisi'ni açınca program da çalışmaya başlıyor ama her hatada bunu yapmaktan sıkıldım. Kızdırıyor bir yerden sonra. Geçenlerde office programlarını bilgisayardan kaldırıp tekrar yükledim ama değişen bir şey olmadı. Sorun ne olabilir, ne yapmalıyım?




 
orjinal office kullanmadığına göre, para ödemek istemiyorsan bedava alternatiflerini deneyebilirsin.
open office falan.

  • metket  (29.03.16 20:22:16) 
[]

Niye Bu Kadar Ucuz?

Şu toyota yaris 2013 model, otomatik vites. 40.000km'de. bir parça değişeni 4 parça boyası var. aynı arabanın bu fiyata ve bu kilometreye ancak 2009, 2010 fiyatını bulabiliyoruz. işkillenmeli miyiz?

link: www.sahibinden.com


 
link?


  • zikardo  (27.06.16 15:38:41) 
ağır hasar kaydı vardır.


  • alibaba06  (27.06.16 15:39:33) 
Hasar kaydı vardır. Ağır hasar değil, hasar kaydı. O da 15k civarındadır.
Arayın, sorun, cevabı buraya yazın :D

  • han20  (27.06.16 15:53:52) 
ilanda hasar kaydi var diyor zaten.
ayrica yine ilanda, ekspertiz raporu diye bir resim koymuşlar. oradan da aracin arkadan darbe aldigini görebilirsiniz.

  • for the record  (27.06.16 16:09:03) 
[]

Eşyaları göndermeyen firmaya ne yapmak gerek?

İki hafta önce özel yapım koltuk takımı, yemek masası ve yatak odası siparisi verdik. Para da nakit olarak komple ödendi. Hatta alınırken 'hepsini şimdi odeyin ki 1 hafta içinde gönderelim' dediler. Biz de o an dalginlikla hepsini vermiş bulunduk. 1 hafta geçti, eşyalar gelmedi. Faturanın üzerindeki teslim tarihi de geçen persembeydi. O günden beri fabrikayi arıyoruz, satış yapılan yeri arıyoruz. Yatak odası takımı hazır ama kumaşlar bulunamadı deyip duruyorlar. Geçen perşembe aradığımızda kumaşlar kargoda dedi fabrika. Bugün aradık, 'yarın geliyor kumaslar' dediler. Satistakı adam da ilk aradigimizda 'bugün gonderecegim' dedi. Her biri bir şey söylüyor, sinirimiz bozuldu.

Şimdi biz bu aksam gidip biraz carlayalim mi? Para iadesi isteyip siparisi iptal mi edelim? En azindan yatak odasını mi gonderin diyelim? Ev 10 gundur boş duruyor öyle.

Teşekkür ederim sımdiden herkese.

 
değişen bir şey olmaz
bu tip işlerde sözünde duran ben daha hiç görmedim.
Parasını vermeseydinizde gecikecekti.
  • basond  (10.10.16 14:27:39) 
Basond olan oldu tamam da çözüm arıyorum ben su anda. Her yer her yerde. Öyle bekliyoruz sürekli.


  • fraise  (10.10.16 14:29:35) 
biliyorum çektiklerinizi bizde yaşadık
yeni ev kuran herkes aynı sıkıntıları yaşamıştır.
Çözüm maalesef beklemek
tabi gidin hesabını sorun tabi ki hakkınızı arayın ama satıcı aa bunlar hakkını çok arıyor hemen işlerini halledelim demiyorlar.
Genellikle hiç sözlerini tutmuyorlar.
  • basond  (10.10.16 14:32:21 ~ 14:39:19) 
sevgili fraise, maalesef bekleyeceksiniz. başka türlü bi çözüm yok. alternatif olarak gidip carlayabilirsiniz; gün aşırı da geleceğinizi belirtirseniz belki tek bir kişi inisiyatif alıp işinizi takip eder, süreç biraz hızlanmış olur. mobilyacılar yalnız ne kadar iş planı olmayan insanlar ya, nasıl tutunuyorlar hayret ediyorum.


  • evde liyakat kalmamis  (10.10.16 14:34:08) 
noterden ihtar çekin, tüketici hakem heyetine gidin, siparişinizi iptal edin.

paranızı geri isteyin, vermezlerse dava edin. marka adıyla da internette her yerde teşhir edin.

her ev kuran böyle sünepelerle uğraşmak zorunda değil, gayet zamanında getiren firmalar var. onlarla çalışın.

sözünü tutmayan firmayla çalışılmaz.
  • babilbaligi  (10.10.16 14:53:29) 
Carlayin mutlaka.siparişi iptal etmek istiyoruz deyip para iadesi isteyin. Sözleşmede teslim tarihi belliyse babilbaligi'nin dedigi gibi de yapabilirsiniz ama o zaman işler kotulesebilir. Bu riski alabiliyorsanız....


  • merhum  (10.10.16 15:10:37) 
[]

Damacana Su Kaç Para?

Merhabalar duyurunun hesabını bilen kullanıcıları;

Başlıktan anlaşıldığı gibi evlere teslim edilen damacana suya kaç para veriyorsunuz? İzmir'de erikli 10,5 tl dedi annem, hafif bir yuh oldum. Marka ve şehir de yazarsanız çok sevinirim.

Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.

 
ankara inci su 6,5


  • elorelia  (04.01.17 16:13:33) 
ankara inci su 5 lira kehkehkeh


  • cekilmis gayfe  (04.01.17 16:15:20) 
istanbul nestle 10tl


  • panda  (04.01.17 16:16:56) 
bursa erikli 8,5


  • prompter  (04.01.17 16:18:52) 
şişli - 11.75 tl erikli


  • dedimmidemedimmi  (04.01.17 16:21:57) 
İstanbul Erikli 11,5 imiş 13,5 yazmıştım yanlışmış


  • jamalbsf  (04.01.17 16:21:59 ~ 17:39:21) 
Ankara, Abant, 9


  • buff  (04.01.17 16:25:53) 
İzmir'de Billur Su alıyorum artık.

"Pazar hariç her gün 12.00 - 15.00 arası 6.50 yerine 5.50"
  • teknikekip  (04.01.17 16:27:59) 
erikliye bak sen ya, istanbul'un ilçelerine bile farklı fiyat politikası uyguluyor.


  • postneo  (04.01.17 16:28:35) 
istanbul hayat su 9 tl


  • drako  (04.01.17 16:31:56) 
eskişehir kalabak suyu 3 lira ehue

ama küçük damacana sanırım 10 veya 15 litre olabilir
  • nolmus yani  (04.01.17 16:39:14) 
ataşehir, saka, 9 lira.


  • zgrydn  (04.01.17 16:41:52) 
izmit erikli 8.5 tl


  • sta  (04.01.17 16:43:57) 
İzmir Pınar 9 tl


  • 111111  (04.01.17 17:07:37) 
Eskişehir kalabak su 12 lt kapıya gelen arabadan alırsan 2.25 söylersen 3


  • tuborg yesili  (04.01.17 17:09:29) 
istanbul taşkesti 9


  • inisiyatif almayi seven adam  (04.01.17 17:11:55) 
beşiktaş, erikli 11,5 tl verdim en son ama her siparişte 50 kuruş artıyor. değiştircem bu gidişle.


  • pamuk helvalar cebe  (04.01.17 17:13:44) 
Istanbul Fuska 6 tl


  • benimadımmayıs  (04.01.17 17:28:51) 
İstanbul saka 10


  • tutmayın küçük enişteyi, salıverin gitsin  (04.01.17 18:00:34) 
istanbul hayat 9.5


  • sanquis  (04.01.17 18:02:14) 
Samsun saka 9tl


  • sporty  (04.01.17 18:15:34) 
Valla ben damacana almiyorum, 5 litrelik Pinar aliyorum 1.95 lira (istanbul). Damacana (19 litre sanirim) olarak hesaplarsak 7.41 liraya geliyor. Ikide bir markete gidince tasimak gerekiyor tabii o dezavantaji var. Simdi baktim da 5 litrelikler damacanadan daha ucuza geliyor ilgincmis...


  • robokot  (04.01.17 18:21:01 ~ 18:21:45) 
İstanbul Kadıköy erikli 12 TL aldı daha yeni, dudukluyor mu bizi ne


  • k4l3m  (04.01.17 19:01:16) 
rize - ayder su - 19 lt = 6,5 tiel


  • demirr  (04.01.17 19:17:22) 
[]

otomobil sorusu

1 aya kadar cebimize yüklü bir para gelecek. borçları kapatıp, bir kenara 3-5 bin lira koyduktan sonra cebimizde 40 bin lira civarı bir para kalacak.

bu parayla araba alalım diyoruz, 20-25 bin lira da kredi çekebiliriz yani bütçemiz max 65 bin ama daha ucuz olursa tabi ki daha iyi olur.

benzin-dizel farketmez, 7-8 yaşını geçmemiş bir araç lazım.
ds4leri beğenmiştim ama arka camın açılmıyor oluşu kafamı karıştırdı.

golf, jetta, civic, auris, bmw 1 serisi, ds4, c4, megane vs. hepsi işimizi görür.
jazz, fiesta, corsa, c3 vs işimizi görmez.

otomatik vites olmalı, ağır hasar kaydı olmamalı, kaportada birkaç parçanın değişmiş olması sorun değil.
aracı 2 sene kullanıp satacağız, elimizden çıkarırken zarar etmek istemiyoruz, 2 senede toplam 50 bin km yol yaparız, bunun 25 bini istanbul içi 25 bini şehir dışı olur.

bu durumda önerebileceğiniz araç nedir?

 
Eğer ikinci elde iyi gitsin istiyorsanız, ve arıza çıkarmamasını istiyorsanız Corolla bakabilirsiniz. Sürüşü pek eğlenceli değildir, hatta baya ölü motoru olan modelleri var ama en azından yukarıdaki iki kriteri sağlıyor.


  • puppets  (15.07.17 12:14:10) 
Leon demeye geldim ama tercihlerinize bakarak biraz ufak gelebilir size.

Yaptiginiz km'e gore dizel otomatikten vazgecmeyin derim. Benzinli uzer uzun vadede.

2015 civari megane veya focus derim ben. Golf bmw falan iyi durumda bulamqzsiniz bu fiyata.

Otopark com videolarina bakin bi yutuptan.
  • brad pitt  (15.07.17 12:59:04) 
dizel, otomatik, az yakan, 2. el piyasası fena olmayan, 40.000 tl civarı, geniş iç hacim olan, çok yaşlı olmayan, 2 sene sonra satılacak...

ben fluence diyorum. özellikle 2 sene sonra satacaksanız 8 yıllık golf almaktansa 4 yıllık en yüksek donanımlı fluence almak daha mantıklı.
  • gizli bir gorev icin buradayim  (15.07.17 13:57:05) 
[]

Bir ülkenin borç yükünün ağırlığını belirleyen ekonomik parametre nedir?

Ülkenin borç yükünün, kendi kapasitesi için ne kadar fazla olduğunu belirleyen gösterge hangisidir? Mesela ekonomisi güçlü devletlerin görünürde borcu da rakamsal olarak yüksek oluyor ama bu o devletin batmak üzere olduğu, borçla günü kurtardığı anlamına gelmiyor, neye bakılır?




 
Kamu borç stoğu/gsyih

Ama tabi ki tonla değişken var, doğru analiz için hepsini göz önüne almak lazım
  • passion rules the game  (25.10.17 23:42:39) 
Bir de ABD özelinde şöyle bir şey var. En en kötü senaryoda, ABD, dolar bazlı borçlanmasını para basarak ödeyebilir. Çünkü ABD'nin parası dünya çapında kullanılmakta. Ama mesela Türkiye'nin böyle bir şansı yok, dolar borcunu ödemek için bir şekilde o dolarları dış piyasadan elde etmek zorunda. Yani bir ülkenin parasının dünya çapında kullanılıyor olması böyle bir avantaj da sağlıyor.

kamu+özel sektör borç stoğu/gsyih de bakılabilir farklı bir değerlendirme olarak. Özel sektörün borçlarını çevirememesi de bir ekonomik krize sebep olabilir ancak tabii ki kamu borcunun çevirilebilirdiği kadar önemli diyemeyiz özel sektör borçluluğu için.
  • loras  (26.10.17 11:18:21 ~ 11:18:42) 
dolar rezerv para olsa da abd karşılıksız basarak borç ödeme amacıyla kullanamaz. sisteme enjekte etmese de bir karşılık göstermesi lazım. illa ki de gösteriyordur.

aslında yükü belirleyen tek şey karşılığının sürdürülebilirliğidir, üretim yapıyorsan, verimli tekniklerin varsa veya ne bileyim yeraltı kaynağı vs. gibi bir kapın varsa problem yok. ama ne zamanki borça alıştın, sürdürülemez hale geldi, o noktada batışa gidersin.
  • passion rules the game  (26.10.17 13:24:01) 
[]

Endoskopi işlemi ne kadar tutuyor?

Bugün endoskopi yaptırdım bir özel hastanede. Ben ordayken provizyon alınmamıştı işlemden sonra çıktım. Şimdi mesaj geldi 2100 lira para almışlar. Bu kadar tutacağına ihtimal veröiyordum. Cebimden çıkmadı ama yıllık limitimden gitmiş oldu. Bu rakam normal mi?
Kan tahlili+ultrason ve endoskopi(mideden parça da almışlar)



 
Ben Maltepe Üni'ye sormuştum, muayene + endoskopi 1000 küsur tutuyordu. Bu her türlü çok fazla, Acıbadem falan galiba.


  • i was made for you  (06.11.17 20:28:04) 
Yok acıbadem değil , medical park. Yani amerikan olsa bu kadar olurdu sanırım


  • goodman  (06.11.17 20:34:46) 
Özel sigorta yada anlaşmalı kurumların hastaneler ile yaptığı sözleşme tutarları çok faktörlü olarak değişiyor. 2100 çok değil.


  • mkrk  (06.11.17 20:35:37) 
Parça alınmışsa patoloji işlemlerini de faturalandırmışlardır belki.


  • curukturpkokusu  (06.11.17 20:59:04) 
başkent hastanesi 1600
cerrahpaşa 320

  • sutlu nescafe  (06.11.17 21:22:34) 
ben acıbadem de yaptırdım. özel sağlık sigortası ile toplam tutarın %20'sini ödedim. o da 600 TL idi.

yani demek ki 3000 TL'ymiş acıbademde. hayatımın en büyük kazıklarından biridir.
  • peace.on  (06.11.17 21:43:31) 
Teşekkürler. O zaman normal.


  • goodman  (06.11.17 21:55:33) 
kolonoskopi ve diodenuma da bakmıslardır


  • bentalihsizim  (06.11.17 22:19:43) 
maltepe tıp merkezinde geçen sene bayıltmalı sadece endoskopiyi 250tl'ye olmuştum.


  • c1b2k3  (06.11.17 23:21:35) 
[]

çıktı alınabilecek en hafif kağıt

gençler selam,

şimdi biraz tuhaf bir soru ile karşınızdayım;

benim çıktı almam lazım, ama çıktı aldığım kağıdın mümkün olduğu kadar hafif olması lazım. aldığım çıktı diyar diyar benimle gezecek, uçağa binilecek falan derken epey önemli.

çıktı almayıp tabletten okumak seçenek değil, sınava girilecek ve sınavda dijital şeylere izin yok.

elimde bir adet canon lazer bir adet de epson mürekkep püskürtmeli yazıcı var. dışarıdan da alabilirim. para mühim değil.

en hafif olacak biçimde nasıl hallederim? çıktı alınacak en hafif kağıt ne var? ben bu kağıda kendim çıktı alsam olur mu? dışarıda mı aldırmam lazım? dışarıda ise, ankara'da nerede?

teşekkürler.

 
saman kagit 10 gr daha hafif olabilir..


  • her giriste sifresini unutan adam  (25.12.17 11:01:11) 
Saman kâğıtta baskı mürekkebi dağılabilir, deneyip görmek lazım. Ortalama bir kitap 70 gr 1. hamur kâğıda basılıyor. 1. hamur 55 gr kâğıt var sanırım en hafif. Saman kâğıt da 54 ya da 60 gr oluyormuş.

54 gr saman yerine 55 gr 1. hamur kâğıda çıktı alabilirsiniz. Okuma zorluğu yaratmayacaksa a4 kâğıdın bir yüzeyine yan yana iki sayfa olacak şekilde çıktı alırsanız yaprak sayısını yarıya düşürürsünüz, ince kâğıtta arkası gözükmüyorsa çift taraflı baskı alıp yaprak sayısını bir kez daha yarıya düşürürsünüz.

Büyükçe bir ozalitçiye gitseniz hallederler bence, kâğıtları da görüp deneyebilirsiniz orada.
  • kobuzchu kiz  (25.12.17 11:10:54) 
[]

Ev sahibi değişiminde kiraci

Ev sahibi oğluna devretmis evi. Oğlunun hesap numarasını veriyor para gönderimi için.

Fakat hesap numarası degisikligi vs. Sözleşmede yazmadığı için bi sıkıntı olabilir mi? Adam ben parayı almadım derse ne diyeceğiz?


 
ben parayı almadım ne demek. sen banka üzerinden yatırdığın sürece böyle bir iddiada bulunabilir mi sence? dekont diye bir şey var.


  • himmet dayi  (07.01.18 19:43:49) 
Tapu gordunuz mu sadece oglunun beyani mi var?


  • ykyt  (07.01.18 19:52:32) 
Yazılı olarak talimat versin size şu hesaba yollayın diye yoksa o talimat vermeden oğlunun kızının sunun bunun hesabina yatirmaniz geçerli kira odemesi olmaz


  • alice practice  (07.01.18 19:53:37) 
kirayı gönderirken açıklama kısmına bla bla adresli evin bla bla ayının kirası diye yazsan her seferinde, ilerde ben almadım kirayı derse ahanda bu ne diye dekontu çıkarırsın?


  • nymphe  (07.01.18 20:32:58) 
Tapu devri varsa en temizi yeni sözleşme imzalamak ama useniyorsaniz ev sahibi "şu tarihte yapılan sözleşmenin ödemeleri şu ibana yapılsın" diye muvaffakatname versin. Siz de kirayı yatırırken açıklama kısmına en azından bir iki ay kısaca açık adres (Kadıköy gül sk 30/10 kira bedeli) gibi yazın. Sıkıntı yaratamaz sonrasında


  • schwannoma  (07.01.18 20:33:19) 
en garantisi yeni tapuyu görerek yeni kontrat yapmanız.


  • merhum  (08.01.18 10:01:14) 
[]

Bir konser, festival, etkinlik vs. için en fazla ne kadar para harcadınız?

Aslında bilet için en fazla harcadığınız miktarı merak ediyorum ama sırf bir etkinlik için şehir dışına ya da yurt dışına çıktıysanız o etkinliğin size toplam ne kadara mâl olduğunu ve hangi etkinlik olduğunu da yazarsanız çok güzel olur.




 
Black Sabbath biletiydi sanirim, 150 Euro idi. Ama ekstra bir pahaliligi yoktu, Eric Clapton, Roger Waters, The Who, Iron Maiden, Megadeth vb Dunya capinda efsane kisi ve gruplar 100-150 Euro araliginda geliyorlar.


  • crown  (18.03.18 19:32:09) 
eskiden, özellikle yaz dönemlerinde, etkinlik için sürekli günübirlik alanyadan istanbula gidip gelirdim. electronica festival(özellikle markus schulz için), sister bliss, mark knight, sensation white vs. tek tek ne kadara mal olduğunu hatırlayamıyorum ama 350-600 arası gidiyordu.


  • MtKrt  (18.03.18 19:42:32) 
belarus'ta iki hokey maçı için 460 lira vermiştim. halihazırda ukrayna'daydım; 60 biletlere, 400 trene gitmişti gidiş-dönüş.


  • der meister  (18.03.18 19:51:07) 
The Phantom of the Opera - 55 pound.


  • pike  (18.03.18 20:12:19) 
2018 rusya dünya kupası üçüncülük maçına bilet. 175 dolar.

1 haftalık rusya seyahati de toplamda 3000-3500 liraya gelecek. maç ve uçak biletleri dahil. moskova, kazan ve petersburg'u gezeceğim.
  • antikadimag  (18.03.18 20:28:40) 
Müzikal biletlerine veriyorum.
200 250 arası değişiyor ama çift çift aldığım için giriyor biraz.

Mesela Notre dame de Paris için kuzenime hem bilet hem uçak bileti almıştım sadece onun için aşağı yukarı 400 lira gitti 250 de benim bilet, müzikal hatırası aldık 120 lira. Valla toplayamıyorum şu an bayağı gitmiş anasını satayım.
  • mutekebbir  (18.03.18 21:28:18) 
Sonisphere için kaçırdığım uçağın bileti de dahil 500-600 tl gibi bir para harcamıştım 2011 senesinde :) son 2 senedir de beşiktaş maçlarına giderken 2 kişi en az 700 tl harcıyoruz uçak biletlerine.


  • curukturpkokusu  (18.03.18 22:28:17) 
Bu yaz olacak sanırım en yüksek konser harcamam. Szigete bilet aldım gecende 250euro verdim. Ucak bileti kalacak yer kısmet ne kadara mal olacak bana:)


  • solenkol  (19.03.18 10:27:27) 
[]

Cambridge Analytica - Sosyal Medya + Ekşi Sözlük

Öncelikle Cambridge Analytica ile ilgili bir alıntı:

"50 milyon facebook kullanicisinin profil bilgilerini toplayip, trump'a meyil edebilecek secmenleri belirlemisler. bunu sirket olarak yapmak icin facebook'a yuklu miktar para vermek gerektigi icin, onun yerine bir rus akademisyen ile anlasip, akademisyenin "akademik arastirma icin topluyorum" diyerek ucuza topladigi profil bilgilerini almislar. kullandiklari yontem de hepinizin hevesle doldurdugu "hangi star wars karakterisin?" tarzi anket uygulamalari. boyle boyle binlerce kisininin karakter fotografini cikarip bunlara ozel mesajlari dayamislar. yani facebook bu sirketi yaptigi pisliklerden dolayi degil bunu yaparken kendilerine para odemedigi icin engellemis."

eksisozluk.com

Daha detaylı bir entry: eksisozluk.com

Çok korkutucu değil mi bu? Sosyal medyanın ilk zamanları, "neden hayatımı başkalarına afişe edeyim ki?" gibi bir soru geliyordu aklıma. Sonra foursquare çıkınca, "bunun 1984'ten farkı yok? hatta daha kötü çünkü nerede ne yaptığımızı kendimiz bildiriyoruz." diye düşünüp biraz daha endişelenmiştim. Fakat bu olayda olduğu gibi bütün bilgilerimin paylaşılması ve daha fazlasının (beğendiğim, ilgi duyduğum şeylere göre kişiliğimin analizinin çıkarılması) yapılması beni oldukça korkuttu.

Sosyal medyayı daha çok haber almak için kullanan biriyim, uzun zamandır paylaşım yapmıyorum -ki bu bile önemsiz çünkü geçmişte yaptıklarım bile kendileri için yeterli olur sanıyorum.

Sözlük hesaplarını sosyal medya hesaplarına entegre etme durumu yüzünden ekşi sözlük'ün de bu şekilde bir satış yapması muhtemeldir diye düşünüyorum.

Soruma geleyim, bu çıkanlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Sosyal medya kullanım alışkanlıklarınızı değiştirecek mi?

 
birkaç sene önce internette dolaşan george orwell ve aldous huxley gelecek öngörülerinin karşılaştırıldığı bir illüstrasyon vardı, bu durum da huxley'in modeline denk düşüyor.

merak edenler için
biblioklept.org
(bkz: george orwell vs aldous huxley)

sosyal medyada çok paylaşım yapmıyorum, alışkanlıklarımı değiştirmem diye düşünürken, twitter aklıma geldi ve oradan çoktan fişlenmişimdir, işin kötüsü artık politik bir konuda fikir belirtirken iki kere üç kere düşünüyorum bu otosansür olayı da baya kötü

google hesabı birçok siteye üye olduk, bu demografik bilgilerin toplandığı havuza da girdik artık yapacak bir şey yok :)
  • freebird5406_2  (21.03.18 10:13:53 ~ 10:18:11) 
15 mayısda avrupa birliği ülkelerinde bir yasa çıkıyor. fb ye hesabınızı ve kritik olmayan tüm bilgileri silmeye zorlayabiliyorsunuz. ondan önce de fbye istek gönderip hakkınzıda topladığı tüm bilgileri vermeye zorlayabiliyorsunuz.

helal olsun Margrethe Vestager taşşaklarına beton yetmez bu kadının. fb apple falan hepsini sikti.
  • charlotte blanc  (21.03.18 10:20:01) 
Soruya tam olarak bir cevap değil ancak güzel bir açıdan yaklaşıyor konuya:

www.youtube.com
  • monogram  (21.03.18 12:33:53) 
[]

Haberciler niye bu kadar şerefsiz?

Leyla aydemir diye çocuk kayıp. Sürekli leyla'dan üzücü haber, leyla'dan sevindirici haber gibi başlıklar atıp duruyorlar. Tıklıyorsun değişen bir şey yok hala arama çalışmaları sürüyor.




 
(bkz: click bait)


  • veritaslibertas  (23.06.18 16:21:40) 
click bait +1


  • Traveller  (23.06.18 16:52:36) 
Çünkü toplumun doğru, nitelikli haber için bir talebi yok, şerefsizlerin yazdığı, içi boş, sansasyonel şeyleri okumayı seven bir kitle var ve bu sayede para kazanabiliyorlar.
Kısaca birileri sitelerini açıp linklerine tıkladığı için var olabiliyorlar.

  • mikro patlama  (23.06.18 17:51:33 ~ 17:52:09) 
twitter'da limon haber ve spoiler haber hesaplarını takip edebilirsiniz. sizin tıklamanıza gerek kalmadan içerikte ne olduğunu paylaşıyorlar.


  • pide  (23.06.18 19:43:05) 
[]

En çok değer kazanan döviz

Merhaba

Hani şimdi TL son bir iki haftada çok değer kaybetti, dolar yükseldi falan diyoruz ya. Mesela bakınca 1 usdye karşılık gelen isveç kronu da arttı. İsveç kronu da tl ye karşı arttı. Buradan sonuç tl değer kaybetti tamam ama dolar da değer kazanmış.

Teknik adını bilmiyorum dolar endeksi midir nedir, kısaca bir para biriminin diğer tüm para birimlerine karşı kazandığı değerleri görmek/kıyaslamak için mereye bakmak gerekir? Adı nedir? veya bildiğiniz bir websitesinden şu grafikler tablolar şeklinde söyleyebilirseniz sevinirim.

Teşekkürler

 
econ.st

Bugun The Economist dunyada Pound karsisinda parasi degersizlesen tek ulkelerin Venezuela ve Turkiye oldugunu yazdi.
  • Traveller  (15.08.18 00:11:45) 
  • rusyalı kozmonot  (15.08.18 00:24:42) 
şöyle yapıyoruz:

1. siteyi aç: tr.investing.com

2. burada paritelerin oldugu panelde "performans"ı tıkla.

3. hangi vade diliminde sıralama istiyorsan onun etiketine tıkla.

o vadedeki dolara karşı yüzdesel değişimleri sırayla verir. 0'a yakın olanlarla dolar aynı miktarda hareket etmiş demektir. ciddi artı olanlar değer kaybetmiş, ciddi ekside olanlar değer kazanmış demektir.

tek püf noktası şu: usd/xxx formatında olanları dikkate al sadece. eur/jpy veya aud/gbp gibileri değil. çünkü onlar "çapraz" ve biz sadece usd'ye kıyaslayarak performansı inceliyoruz... bir de try/usd gibi ters kotasyonları görmezden gel. doğrusu usd/try onun...
  • 507  (15.08.18 01:56:04) 
[]

Dişimden ufak bir parça koptu

Dün yemek yerken ön alt dişimin iç kısmından çok az bir parça kırılıverdi. Yani herhangi bir çürüğe sebebiyet vermeyecek bir kırık olsa gerek. Dişin herhalde yaklaşık %0.02'si gitmiştir hani ama dilim değiyor ve aşırı kötü bir his. Acaba zamanla alışıyor mu bünye, yoksa dişçiye mi gitmeli şunun için?




 
Rahatsız edici boyuttaysa diş hekimine gidebilirsin, ama en iyi sen bilirsin rahatsızlığın boyutunu


  • helena  (06.09.18 20:50:38) 
dilini yara yapabilir deyiyor ise, benden de kopmustu gidip torpulettim, ustune biraz dolgu yapti koruma amacli. bir gostermekte fayda var.


  • cooperr  (06.09.18 21:03:13) 
Alışıyorsun, hiç gerek yok uğraşmaya.


  • diffarentiationation  (06.09.18 21:03:52) 
Çok basit ve ucuz bir işlem gidin bence hekime.


  • hedep  (06.09.18 21:30:23) 
Kırıldığına göre dişin içinde tuhaf işler dönüyor da olabilir. Bir diş hekimine gösterin ne olur ne olmaz.


  • wish i could find a way to disappear  (07.09.18 02:00:32) 
mona lisa bile dağılıyor


  • varoluscusanri  (07.09.18 09:21:04) 
[]

İran'da bir yıl kalmak?

Önümüzdeki sene Farsça öğrenmek için İran'a gitmeyi düşünüyorum. Temel Farsça bilgisi ile gidip orada Farsça bilgimi geliştirebileceğim kurslar bulabilir miyim? Nerede kalabilirim ve toplamda ne kadar para harcarım? Bu minvalde sorular için bana yardımcı olabilecek tecrübe sahiplerinin olduğuna inanıyorum.




 
Bir bilgim yok ama Farsçaya ilgili olduğum için bir şeyler karalamak istedim.

Bu platformda da şansını denemek güzel, bir cevap veren elbette çıkabilir. Ama ben olsam daha geniş platformlarda sorardım bu soruyu. Reddit'te /r/Iran subreddit'i veya benzerleri olabilir. Bildiğim kadarıyla İran'da yasaklı değil. En azından yaşam masraflarını direkt İngilizce bilen İranlılardan öğrenebilirsin.

Başarılar. İyi şanslar.
  • miras degil alin teri  (15.09.18 23:39:20) 
Bir arkadaşım Ankara'daki İran kültür merkezine gidiyordu Farsça öğrenmek için. Kursta ilk birkaç seviyeyi alinca hocalari ona İran'da kurs ayarlamıştı, kalacak yeri vs gerekli iletişim kanalini kurmuşlardi. Arkadaşim sadece bavulunu, evraklari ve parasini alip İran'a gitmisti. Orda herhangi bir sorun yasadigindan söz etmedi. Kolaylıklar dilerim.


  • Amaranta ursula  (15.09.18 23:45:47) 
[]

3d printer'ı olan var mı? şu parça çok maliyetli mi?

Bilen bilir pebble marka akıllı saatlerin üretimi durdu firma başka bir firmaya satıldı. dolayısıyla yedek parça vs. desteği yok. bende pebble 2 model bir saat var ancak tuşları zamanla koptu.

reddit'de birisi tuşlar için 3d print edebilmek adına çizim yapmış. dosyası aşağıda linkte gözüküyor. bunu flexiable flemente yazmak gerekiyormuş. maliyeti ne olur bu parçanın? çok ufak bir şey 3-4 cm falan.

www.thingiverse.com/thing:2599551

 
abi bunu google'da ararsan online fiyat verebilen siteler var. dosyayı yüklüyor flementi seçiyorsun sana fiyatı gösteriyor, yazdır dersen yazdırıp kargoluyorlar.

(bkz: aramaya inanmak)
  • Tears of Devil  (26.10.18 11:39:36) 
@Tears of Devil

şu duvarı boyamak ne kadar tutar diye sorulan soruya git boyacıya sor mu diyorsunuz?

ben de biliyorum online hizmet veren yerleri. benim sordugum bu ne kadarlık bişey yani o flement dediği pahalı bir malzeme mi? 1 topu 1000 tl mi? 3-4 cmlik parçanın maliyeti 5-10 tl mi tutar 100-200 tl mi?
  • mr.goodcat  (26.10.18 12:29:33) 
@mr.goodcat boyacıya git demedim ki, online fiyat veren siteler var. kimseyle muhattap olmadan sistem yazdıracağınız malzemenin hacmine göre otomatik fiyat çıkarıyor. hala google da aramamanız komik. bu cevabı verene kadar en az 10 yerden otomatik fiyat teklifi alabilirdiniz. bunun yerine ısrarla boyacı falan yazmaya üşenmiyonuzda he...


  • Tears of Devil  (26.10.18 12:33:36) 
iyikedi kardeş, Aliexpressten 3d printer al, hem parçayı yazdırırsın hem de gelir kapısı açılır :)


  • binder dandet  (26.10.18 12:46:53) 
geçenlerde burada biri vardı 3d ucuza print yapılır diye ilan acmisti


  • balik kraker  (26.10.18 20:22:04) 
[]

Neden Ekşi Sözlüğe giriyorsunuz

Bu kadar dışarıya kapalı kasıntı bir platformda takılmak bu devirde saçma değil mi. Kimse umursamasa zaten ya şartlarını gevşetir ya da kapanır gider. Bunu neden yapmıyor insanlar? Googleda ilk çıktığı için mi? Hadi 20 sene önce başka seçenek yoktu insanlar alışkanlıklarını mı bırakamıyor anlamadım ki. Çaylaklara verilen mesajlaşmayı da geri almışlar opsiyonel olduğu halde. Gerçekten saçma ve faşist bir platform bence. Mevcut zihniyet degismedikce yazarlığım olduğu halde kullanmayı düşünmüyorum. Siz neden kullanmaya devam ediyorsunuz?




 
yazarlığım var kullanıyorum, işimi görüyor iletişimi iyi olan bir sürü insanla bir çok sorunumu çözdüm şimdiye kadar.


  • nahtoderfahrung  (27.01.19 10:55:27) 
En basit haliyle aciklamak gerekirse; Birşey hakkında insanların düşüncelerini öğrenmek istedigim icin.. öğrendiklerim uzerinden bir cok cikarim yapabiliyorum.


  • hepbiarayisicinde  (27.01.19 10:55:45) 
Bu nedenle artik hic girmiyorum. Zaten bir hesabimi ucurmuslardi ondan ayri bir kizginim. Kari kiz, futbol, yozlasmis bos bos siyaset muhabbeti yapsaydim atilmazdim.


  • Traveller  (27.01.19 10:56:31) 
Anlamlandıramadığım bir biçimde 2012 den beri her günüm orada.


  • mekhanik karpov  (27.01.19 10:57:36) 
alternatifi yok. var mı önerebileceğin bir platform.


  • marul hirsizi  (27.01.19 11:47:38) 
Çaylak olduğun için zoruna gitmiş sanırım. Ekşi sözlük seçkin bir platformdu ondan giriyordum, artık daha az kullanıyorum çünkü senin gibi sözlüğün ruhunu benimseyememiş format nedir bilmeyenler yazar yapıldı. Kanzuk da para tatlı geldiği için düşen kaliteye ses etmiyor. Herkes yazar olmasın kardeşim. Eskiden çaylaklar mesaj falan atamıyordu. Sözlüğü özel kılan da buydu, seçilmişsin insan eliyle(artık bu yok) laf soktuğun kişi gidip sana cevap bile yazamıyordu millet çıldırıyordu:) çünkü yazar olmak için kalite gerekiyordu. Şimdi bu yok herkes yazar oldu, kimse okumuyor sözlüğü. Herkes yazıyor. Git uzun bir entry gir kaliteli de olsa 10 kişi okumaz. Çünkü çöplüğe döndü artık.


  • bos gezenin bos ustasi  (27.01.19 11:54:06) 
eskiden yazardım sözlükte 10 seneyi de tamamladım. netflix rezaletinde uçuruldum.

uçurulmasaydım da kendim bırakırmışım zaten, felaket kötü bir duruma geldi ve girmiyorum.

benim sözlüğe girip bakmam için çok önemli bişey olması ve birisinin link atıp bunu gördün mü diye dürtmesi lazım.
  • killerbee  (27.01.19 11:56:06) 
gündemi takip edip ara sıra yazıp içimi döküyorum. hiç yazan eden olmuyor


  • ipmus90  (27.01.19 12:02:25) 
İyi yapmışlar. Çaylaklar tam dayaklık. Bloodborne başlığına şunu yazmışım:
eksisozluk.com

Adamlar buna bile mesaj atıp ''Ulan gerizekalı, bu zaten Dark Souls'un siz konsolcular oynayabilsin diye kolaylıştırılmış versiyonu. Yazdıklarının hepsi Dark soul'ta var zaten mal'' diyor. Ulan alt tarafı oyun başlığı ya, artık nasıl sorunlu bir yaratıksa bi şeyler kanıtlama peşinde. Sonra ben cevap olarak ''Doğru konuş senin ağzını yüzünü.... '' diyince hoppp:

27.1.2019 03:26:00 @ekşisözlük +çaylak
@eazy, mesaj yoluyla hakaret

oluyor.
  • Eazyedek  (27.01.19 12:12:37) 
Son 6-7 yıldır senin gibilerin fink attığı bir platform haline geldiği için girmiyorum zaten.. Eskisi gibi alternatifsiz bir yer de değil çoktandır.


  • twq  (27.01.19 12:30:15 ~ 12:55:36) 
marjinal dusuncelerimi savunabilmek,
kufur etmek
trolluk yapmak
milleti provoke etmek
arada bir de bilgi vermek icin giriyorum.
  • baldur2  (28.01.19 11:25:12) 
Badilerim neler yazmış, neleri favorilemişler görmek için. Diğer yazarlar, sol tarafta dönen hararetli tartışmalar senelerdir mikimde değil.


  • i m cool with that  (28.01.19 11:28:41) 
BIr ara pkk sempatizanina laf soyleyeni ucuruyorlardi. O ara biraktim ben de.


  • stavro  (28.01.19 11:46:40) 
Badiler neler yazmis görmek icin.
Bir de nadiren bilgi nitelikli birseyler yazip paymasasim oluyor. Bu tip uzun yazilari da girebilecegim, en cok okunabilitesi olan mecra eksisözlük.

  • chitosan  (28.01.19 11:47:27) 
[]

95-2000 arası modelde bmw 3 serisinin çıkartabileceği potansiyel sorunlar

nelerdir? e36 kasa. kronik sorunlar vs.

araba bakınıyorum. çoğu apaçilerin elinde murdar edilmiş olan bu otomobili çok beğeniyorum. düzgününden bulabilirsem almayı düşünüyorum ama kullananlar varsa tecrübelerini dinlemek isterim.

duruma göre peugeot 206-nissan primera da düşünüyorum ama önceliğim bu araba.

 
Silindir kapağı bitmiş olur genelde. Kapak almak zorunda kalırsınız. Kapağın yanında pistonu Vs girersiniz masraf epey coğalır.


  • ykyt  (27.10.19 16:45:20) 
Düzgününü bulmak zor. En az oynanmışının yayları kesilmiş oluyor. Oynanmamış olanların fiyatı uçuk. Ben vazgeçmek zorunda kalmıştım. Ana yatak kol yatak ve bir kaç parça bmwlerde genel sorun motor ömrü sıkıntılı. Bir de kullanıcıları aşırı zorladığı için erken bitiyor ömrü.


  • bahoho  (27.10.19 16:46:56) 
hic dusunme primera al hocam.


  • turbo sadık  (27.10.19 17:26:26) 
[]

sahibinden'de keriz mi avlıyorlar?

bu aralar telefon almayı düşündüğüm için internette araştırıyorum. sahibindende bakarken farkettim bir sürü hesap internetteki satış fiyatının üzerinde fiyatlara satıyorlar ama telefon sıfır da değil. 6 ay garantisi kalmış. adamlara soruyorum bak hepsiburada'da 500 lira daha ucuz bu telefon. hem de sıfır. git ordan al o zaman diyor:=)
bunlara gerçekten kanıp telefon alan var mı? hayır internetten alan insan en azından bilindik sitelere bakmaz mı niye sahibinden üzerinden sıfır olmayan telefona daha fazla para versin.
interntetteki satış fiyatından daha aşağıya satanlar da 100 lira en az aşağıya satıyor. 6 ay kullanmış telefonu. trendyol-hepsiburada fiyatından 100 lira aşağıya koymuş manyak.


 
böyle tip insanlar hep vardır neden uğraşıyorsunuz ki?

malı değerlidir bizim milletin o yüzden çekmecemde 10 tane telefon var.
  • ozdek  (26.03.20 13:19:59) 
şeyinde etkisi var ya, hergün her an fiyat değişiyor. bi gün koyduğun fiyat bi gün tutmuyor.

ikinci olarak düşük fiyat gösterip milletin paralarını alıp, gönderim yapmayıp repo faiz maiz tutabildiği kadar tutup sonra ücret iadesi yapan firmalar var.

benim 1500 liralık bir ürünüm var mesela 2014 yıında alınmış, faturalı, bunu sahibindene koydum, bir sürü insan kardeşim bunun sıfırı şurada 1800 lira neden ikinci el senden alayım dedi.

ondan sonra istisnasız hepsi de geri dönüş yapıp benden almaya çalıştı, ben de çeşitli işlerden , virüs, hastalık vb evimde olmadığım için satamadım ama bu sayı 10a yaklaştı. yine aynı stok olmadan düşük fiyat verip milletin paraları alıp yasal süürenin son gününde ödemek, para işletmek vb sebeplerden.
  • hem şişko hem deli  (26.03.20 13:24:39) 
tam da dediğiniz sebepten facebook üzerinden kayıtlı telefon satan yerlerden yarı fiyatına garntisiz telefon aldım. Aç köpeklere para yedireceğime garantisiz kullanırım, kırılırsa da yenisini alırım yine aynı paraya gelir zaten.


  • pislick0  (26.03.20 13:39:39) 
Ben bir kac ürünü acik arttirma sitesine koymustum. Nerdeyse sifir fiyatina satildilar. Ben de kendi kendime sordum, niye bu kadar ödediler diye ama satin alanlar var.
Yani keriz avladiklari icin degil, harbiden satildigi icin koyuyorlar.

  • VIPCH  (26.03.20 13:40:12) 
Alan olmasa kimse koymaz oraya, her malın bir alıcısı vardır diye düşünüyorlar.


  • Uncle Sam  (26.03.20 22:37:46) 
[]

Sitede ev sahibi olan istenmeyen kişi siteden attırılabilir mi?

Müstakil evlerin birbirine baktığı yazlık sitede oturuyoruz, burada geldiği yıldan beri her fırsatta kavga çıkaran, 80 yaşındaki kadınlara bile ölüm tehditleri savuran, neredeyse herkesle olaylı kavgası bulunan, çok kişinin taşınıp gitmesine neden olan bu kişiyi siteden attırabilir miyiz?

Geçen sene bir komşumuzla sabaha karşı çok büyük bir kavga yaşadı, tamamen haksız sebeple yapıyor bunları, rahat durmuyor, manyağın teki. Normal zamanlarda bile ailesiyle konuşurken sesi tüm sitede yankılanıyor.

Geçen hafta yine sabaha karşı komşuya laf attı, bu sefer çok büyük kavga çıktı. Neyse ki iki taraf kalabalıktı ve bu adamı tuttular. En son bıçak getirdi, komşuyu öldürmek üzereydi ki polis geldi ve götürdüler, sabah tekrar evine döndü.

Herkesle ilk başta olağanüstü derecede samimiyete girip kardeşim dostum muhabbeti yapan biri. Geçen sene bir işi için para teklif ederek iş yaptırdı, bir ay uğraşıp teslim ettim fakat paramı vermedi, dolandırdı beni.

Yemin ederim huzur kalmadı sitede. Bütün yıl stresten mahvoluyoruz şehirlerde, haftasonları sessiz sakin bir yerde kafa dinleyelim diye gittiğimiz yerde gözümüze uyku girmiyor.

Sorun şu ki alenen dava açıp böyle bir işe kalkıştığımızı fark ederse bize bela olur.

Bu işin çözümü nedir?

 
ev sahibi ise attıramazsınız.
çözümünü yazmak isterdim ama silivri soğuktur.

  • matilda  (06.07.20 16:19:07) 
çözümü kendi gibi çirkef birini bulmak. tüm site toplanıp adamı şikayet edelim diye plan yaparsınız, uygulama aşamasında bir bakarsınız sadece siz varsınız, diğerleri vazgeçmiş.

Huzuru bozmadan şikayetçi olabilirsiniz ama kim olduğunuz ortaya çıkar, kat mülkiyeti kanununa göre evi de satılabilir ama kimbilir neee zaman.

Kabahatler kanunu madde 36 ya göre başkalarını rahatsız etmenin para cezası var 154 lira belki bu yıl 200 lira olmuştur. Bunu bilen uygulayan var mı derseniz, yok.. Bu yıl benzer şekilde kaç kişi komşusu tarafından öldürüldü. O cezalar uygulansaydı, bu insanlar hayatta olurdu.

Müstakil evmiş bir de. Ya üstünüzde otursaydı?
  • banacevaplazım  (06.07.20 16:39:37 ~ 16:40:16) 
Şimdilik ne yapılır bilmiyorum da mümkün mertebe kanıt toplayın, aranizin iyi olduğu en az birini de ikna edin sitede ikamet eden bir durum olduğunda şikayetçi vs olunduğunda şahit olması için.

Sonra da biraz daha büyük bir mevzu olması için bekleyin. Yazdığınız şeyler edeben hoş değil ama bir işlem yapmazlar muhtemelen bir şikayet durumunda, ki yapmamışlar.
  • encokbenisevinnolur  (06.07.20 18:11:15) 
Banacevaplazim guzel demis. Sikayetmis, hukukmus bunlar icin sovalyeler zamanina gutmeniz lazim. Yapabiliyorsaniz tek yol anladigi dilden konusmak. Bi de bakmissin kuzu gibi olmus, her gectiginde kafasini camdan cikarip saygilar efendim diye selam veriyor.


  • Kirmizibavul  (06.07.20 18:39:15) 
[]

Ankara-Ayrancı-Kedi-Köpek Pandemi-Dayanışma Ağı Bilgilendirme-Destek Mesajı

Bir süre üstte tutulması ricadır...

Kısa metin sevenler için özet;

Bir süredir Çankaya-Ayrancı'da sokak hayvanlarına yönelik çalışmalarımız var. Detayı Üçüncü paragraftan itibaren okuyabilirsiniz. Kısırlaştırıyoruz, tedavi ediyoruz ve mümkün mertebe yuvalandırmaya çalışıyoruz. Bu yazı maddi, manevi, emek, lojistik destek talebi içeriyor.

Talepleri yazının sonuna ekleyeceğim. İmla kontrolü yapmadan hızlıca yazacağım için baştan maddi hatalar için özür dilerim. Tekrar söylüyorum talepler yazının sonunda olacak.

3-5 kişilik bir arkadaş grubu olarak Ayrancı özelinde -bazen dışında- acil müdahale timi gibi çalışıyoruz. 2 tane kedi kapanımız, iki kedi kafesimiz, 2 kedi-küçük ırk köpek kafesimiz var. Köpek yakalama kapanımız yok. Emaneten kullandığımız köpek kapanını cumartesi teslim edeceğiz.

Pusetlerle kedi yakalayabiliyoruz ama güçlü sokak kedileri bildiğiniz klasik plastik pusetleri kırabiliyor. Sorunlu bir kediyse daha sonra yakalamak daha zor olabiliyor.

Yaptığımız 6-7 işi anlatayım.

1- Kuğulupark'ta bacağı kırık aksayan bir kedi vardı. 7 ay yakalanamadı kedi. Tüm Ankara'ya dert oldu. Sabaha kadar Kuğulupark'ta kalıp Ekim soğuğunda kediyle sosyalleşip sabah kediyi yakaladık. 6-7 ay önce yakalayamadığımız için o bacağı kurtaramadık. Sponsorumuz vardı. Kedi ampute edildi. Yuvalanması lazım. (Edit; yuvalandı)

Aynı gece bu kediye benzer bir kedi Kuğulu'da yakalanıp gece 3'te kliniğe bırakıldı. Viral çıktı arkadaşta. Yaklaşık 1 aydır klinikte ve masrafının ne olacağı bilinmiyor.

2- Bizzat benim belediye kliniğinde kısırlaştırdığım ve bir gün sonra evden kaçırdığım bir kediyi 3 ayda ancak yakaladık. Mahallede gören birçok arkadaş "kim lan bu şerefsiz, kediyi kısırlaştırıp sokağa salmış" diye ahali Facebook grubuna yazdı. Gece gündüz çalışarak 3 ayda ancak yakaladık. Tedavi ve bandajdan kurtarılınca tekrar yaşam alanına bırakıldı.

3- Viral hastalık ihbarlarıyla yakaladığımız yaklaşık 10 kedi var. Meneviş, Kuzgun, Yaylagül sokak gibi aşağı Ayrancı sokaklarında yetişkin kedileri bile öldüren viral salgın var. Yaz boyu sadece yavrular ölüyordu mahallenin diğer sokaklarında. Bu bahsettiğim 3 sokaktaki 8-10 binalık bölgedeki salgın artık yetişkin ve güçlü kedileri de öldürüyor. 3 gece peşinden koştuğumuz kedi 3 gündür klinikte ve durumu cidden çok ağır. Yeterli lojistik malzememiz olsa ilk gün yakalardık ve şu an sokağa salmış olurduk belki de.

Kedi yakalama ağımız -balık yakalama halkası gibi bir şey- olmadığı için tavşan kafesine süpürge sopası takarak yakaladık. Tam Zihni Sinir işi. Bu kedinin damak, ağız, burun 'çürüdüğü" için yaş mamaya gelmiyordu. Bölgede 4 yetişkin kedi aynı klinik bulgularla veterinere gitti. Biri öldü, ikisi viral tedavide, birinin virali çene kemiğine vurduğu için çene ameliyatı dün gerçekleşti. Bu kediler hakkında klinik bedeli bilmiyoruz.

Yazanlar-Gerede kedileri arasında mantar salgını çıktı. Bahçelerden birinde bir anne iki yavruda çıkan mantar kedilere bakan kadın arkadaşımıza ve kocasına bulaştı. Bu aile 2 aylık ebeveynler. Kediler yakalandı. Mantar aşıları yapıldı ama her ihtimale laboratuvara partikül de gönderildi test için. Mantar problemini şimdi çözemezsek bundan sonrası çok daha zor olabilir.

4- Dikmen Vadisi'nin aşağı kısmında bir anne köpek var. Sürekli doğuruyor ve yavruları tehdit altında olduğunu düşünerek oradan geçen, köpeğini gezdiren insanlara ve köpeklere hırlıyor, havlıyor. Bir-iki ısırma vukuatı olduğu söyleniyor ama çok da ihtimal vermiyoruz. Yoğun çabalar sonunda yaklaşık 2000 lira gibi bir maliyetle köpeği ve 3 yavrusunu yakaladık. Kısırlaştırma-aşılama işlerinin büyük kısmı -1000 TL gibi- yapıldı. İkinci doz aşılarda desteğe ihtiyacımız var. Veterineri vadiye getirmek dahil 500-600 lira civarı olacak. Bu arada bu anne köpeği yakalamaya çalışırken vadiye atılmış, ölüme terk edilmiş felçli tavşan bulduk. Veterinerde yaşatamadık. Parası ödendi. Makbuzları elimizde.

Benzer durumda bir anne köpek de Botanik Park'ta var. Belediyenin lojistik desteği var. Yakalama çalışmalarımızın maliyeti bile 1000 lirayı aştı. Parazit zehirlenmesinden muzdarip yavrularından biri klinikte. Bir şekilde para bulacağız.

5- Bir arkadaşımız Ev, araba, dükkan, daire almayıp arsa aldı. Arsada yaklaşık 150 köpeğe bakıyor. 50 yavru köpeğin aşılanması gerekiyor. Bu 150 köpeği her gün besliyor. İlk parti aşılar için kalan ihtiyaç 2000 lira civarı. Bu aşılar iki parti yapılıyor. Toplam maliyet 10.000 lirayı bulabilir.

Geçen hafta Şereflikoçhisar'dan gelen bir ihbar üzerine memesinde 4 kilo ağırlığında ur olan bir köpeği Ankara'ya getirdik. Ameliyatı başarılı geçti. Yaklaşık 1500 lira ameliyat masrafı var. Bu halde sokakta yaşayamayacak bir can olduğu için sahiplendirmemiz de gerekiyor. İşin en zor kısımlarından biri de bu.

6- İki farklı bağımsız besleme yapan arkadaşı bu maddede anlatacağım. Ayrancı'nın en uzun sokaklarından biri olan Meneviş'te iki lokasyon var. İki arkadaş -ki biri öğrenci- besliyor, tedavi ettiriyor ve kendi kedilerinden bağımsız dayanışma taleplerine de para aktarıyorlar. -Ben bunu anlamıyorum- Bazen kedilere mama-ilaç bulmak için eşya satıyorlar. Benim yardım taleplerime aktarma yaptılar. Sonrasında arkadaş olduk. Mama, ilaç desteğine ihtiyaçları var.

Çözüm önerisine geleyim ki bu kısım artık herkesi, tüm besleme yapan hayvanseverleri ilgilendirir. Bu noktadan sonra yazdığım her şey veteriner önerisi.

Pandemiyle beraber kendi beslenme, barınma, yaşama şeklimizi nasıl değiştirdiysek kedi-köpek besleme şeklimizi de öyle değiştireceğiz. Artık salyalarımızı birbirimize aktaramıyoruz. -Nerde o güzel günler- Toplu mama ve su kaplarında beslediğimiz hayvanlar mamaya-suya hastalıklı salyalarını bırakıyor, sağlıklı kediler de o mamadan sudan o salyalı hastalığı kapıyorlar. Minik kaplar hatta kapsız bir şekilde sokağa, karton, poşet vb üzerine dökülen öbek öbek mamayla beslememiz gerekiyor. Yesin, bitirsin ve gitsin.

Her 5 kedi için bir kapak amino sol -at ilacı- 200-250 ml suya -bir su bardağı- katılıp sulama işi yapılmalı. Veteriner dostlar hatam varsa düzeltsin lütfen. Artık eskisi gibi besleyemeyiz. Siz beslersiniz de biz ya gömeriz ya veteriner parası öderiz. Yetişemez, destek istemeye devam ederiz. Zarar verecekseniz beslemeyin lütfen.

Son kerte; En çok gönül lazım bize. Emek lazım. Emek parayı da, lojistik ihtiyacı da, belediyeyi de, doğru sponsor firmayı da, puseti de, kapanı, kafesi de, nakliye için lazım olan arabayı da, besleme için ihtiyacımız olan vitaminleri, biyobiyotikleri de daha nice nice şeyleri de çözer.

Hesap no isteyen arkadaşlara sadece veteriner hesap numaraları verilecektir. Buraya da bakar olacağım ama mümkünse dönüşlerinizi sözlükten yapınız.
Akıl istemiyoruz. Kısırlaştırmayı belediyede yapın diyen arkadaşlar olacaktır. Demesinler mümkünse. Belediyenin kendisi gelecekse o desin. Arabamız yok, tüm mahalleye pay ettiğimiz 2-3 kafesimiz var. Bir de hepimiz çalışan insanlarız. Belediyeye götür-getir zamanımız yok. Üstelik 7-10 gün nekahat süreci için evlerimizde yer yok. Veteriner kliniği cidden en ekonomik yöntem oluyor bu durumda.

Olumlu dönüşünüzü bekliyorum. Vaktim olursa olumsuza da cevap veririm ama bununla uğraşacağıma hasta-yaralı-kısırlaştıracak cana zaman ayırmayı tercih ederim.

Çalışmalarımıza dair 2 örnek görseli ekledim.

İletişim için; 0555 549 25 11


#DayanışmaYaşatır.

 
Bunu üstte tuttturacak moderatöre nasıl ulaşabilirim?


  • one minute  (15.11.20 21:59:10) 
[]

Bir futbolcunun günü nasıl geçiyor?

Futbolcu olan veya futbolcu hayatını yakından gözlemlemiş birileri var mı arkadaşlar?

Detay vermek isteyen olursa 1 haftasının nasıl geçtiğinden de bahselebilir.

Teşekkür ederim şimdiden.

 
Hangi futbolcu?
Cristiano Ronaldo mu
Mert Hakan yandaş mı?
  • yarey  (10.01.21 16:24:43) 
antrenman, maç, beslenme, sex


  • papuayenigine02561  (10.01.21 16:25:49) 
@papuayenigine02561 yerliler için Instagram dm'den şişme bebeklere yürüme hahaha


  • yarey  (10.01.21 16:27:01) 
abi on numara besleniyorlar bi kere, sürekli kontrol altındalar sağlık açısından profesyoneller tarafından, her gün düzenli kondisyon / vücut ve futbol antrenmanları oluyor. sonra kulübüne bağlı olarak müthiş lüks arabasına binip harika evine gidiyor. harika evinde de muhtemelen fanilerin rüyasında göremeyeceği müthiş güzel veya seksi kadınla bi güzel seks afedersin mirim, ps5 takılmaca. 5-6 ay ( çok iyimser ) aynı hatunla takıldığında sıkılıp postalayıp daha iyisiyle takılmaca. ertesi gün aynı. maç günlerinden sonra 1 gün falan tatil oluyor sanırım sadece o kadar. bi de kazandığı müthiş para sayesinde ailesine, yeğenine, kardeşlerine falan para gönderiyor canı isterse, birlikte takıldığı hatunu besliyor kendisine müthiş bir ego tatmini yapıyor her açıdan. gol de atarsa değme keyfine.


6. kattan düşsem ölür müyüm :/
  • garavel  (10.01.21 16:43:50 ~ 16:45:28) 
yakın bir arkadaşım vardı. o dönem ikinci ligteydi 5 gün antreman, bir gün maç, bir gün de tatildi. bayağı özverili biri olduğu için zorla diyetinden dışarı çıkarttığımda sabah erken kalkıp koşardı antrenmanın haricinde. fast food yedi büyük günahtan biriydi. bizim dışımızda arkadaş çevresi az gelişmiş, takım arkadaşlarından oluşuyordu. onlar da zaten toplanıp ps oynar, takım arkadaşlarına doğum günlerinde pahalı hediyeler alırlardı bunları hatırlıyorum.


  • anarsika  (10.01.21 16:47:32) 
Ne tür antrenmanlar yapıyorlar?


  • beyond a learner  (10.01.21 23:00:52) 
[]

Düğüne gidip takı, para takmamak

Merhaba, Yakın bir arkadaşım evleniyor fakat maddi yönden biraz sıkışık olduğum için para ve takı takamayacağım. Düğüne gidip sessizce oturmak mı yoksa hiç gitmemek mi mantıklı sizce?




 
böyle durumlarda hiç gitmemeyi tercih ediyorlar insanlar ama bence gidip tebrik etmek, hatta uygun bir ortam olursa baş başa, biraz sıkışığım kusura bakma hediye getiremedim falan denebilir.


  • reanarchy  (01.07.21 11:09:04) 
Yakın arkadaş ise ve 800 lira borç seni çok zorlamayacaksa ne yap et bi çeyrek tak. Mümkün değil diyorsan gitme ama arkadaşın sana küserse altın takmadığın için değil, düğüne gitmediğin için küser.


  • himmet dayi  (01.07.21 11:09:52) 
bir bahane bulup hiç gitmeyin derim.sonrasında sıkışıklığınız bitince isterseniz altın veya paranızı evine gidip verirsiniz.


  • drako  (01.07.21 11:16:11) 
Arkadaşla olan ilişkiye göre değişir bu durum. Düğününe gidecek kadar yakın bir arkadaşımsa (düğün organizasyonlarından nefret ederim) ve maddi olanaklarım herhangi bir hediyeye elverişli değilse bu durumu arkadaşımla önceden paylaşırım. Çünkü benim gibi bir insanı bile bile düğüne çağırıyorsa orada bulunmamı istediği içindir ve başkaları için hayatlarının en önemli günlerinden biri olan bir günde arkadaşımı yalnız bırakmak istemem. Gönül koyacaksa takı takmadığım için koysun düğüne gitmediğim için değil diye düşünüyorum.


  • bunetantana  (01.07.21 11:25:39 ~ 11:27:15) 
yakin arkadasim dugune taki yuzunden gelmese cok bozulurdum. artik yakin arkadasim olmazdi muhtemelen. gecerli bi sebep olsa neyse de taki alamiyorum o yuzden gelmiyorum beni uzerdi.


  • in vino veritas  (01.07.21 11:32:08) 
yakın arkadaşsa maddi zorluğun sebebiyle takı takmamanı umursamayacaktır. umursayacaksa yakın arkadaşın değildir.


  • d e j i n  (01.07.21 11:33:26) 
ben yaptım valla. gitmesem kırılacaktı gittim takmadım


  • lcha  (01.07.21 11:36:07) 
git ya niye gitmeyesin, yakin arkadasinsa dert etmeyecektir zaten. ediyorsa da yakin arkadasin degildir.


  • bay b  (01.07.21 11:39:09) 
gidilir neden gidilmesin. ona değer verdiğini gösterir.


  • naksidil  (01.07.21 12:04:01) 
zamanında ben de yaptım, eski iş arkadaşımdı ama çok severdim, düğününe çağırdı 500 km şehir değiştirecek kadar durumum vardı düğüne gidebilmek için ama takı takacak durumum yoktu. ben de takmadım, napalım yani bazen öyle olabiliyor. bence gidin, takı takmadınız diye bozulacak değil. (yani inş) 3-5 ay sonra eliniz bollaşır belki içinizden gelirse kendinizce telafi eder küçük bir hediye alırsınız.


  • ofelia  (01.07.21 12:21:30) 
Gitme ya da gidilmemeli demek dugun sadece takilacak seyler icin yapılıyor demek anlamina geliyor. Ben cok garipsiyorum bunu. Benim yakin arkadasim bu durumda olsa herhangi bir sey takmamasini yadirgamam yani, gelmesi yeter derdim. Hele dugune gelmeden daha sonra bir seyler verse asil o zaman bi garipserim yani.


  • a perfect lie  (01.07.21 12:23:21) 
işsiz olduğum dönemde iki arkadaşımın düğününe gidip para takmadım. kafaya da takmadım, herkes işsiz olduğumu biliyordu. düğün videosunu izleyip de "vay şerefsiz, takı takmamış" diye kötü kötü konuşuyorlarsa zaten arkadaşım olmasınlar (yakın arkadaş değillerdi bu arada).

bazı yorumları okuyunca ben mi çok rahatım diye düşünmeye başladım ama sanmıyorum. 800 lira az para mı? takı takıcaz diye ölelim mi? "ya tak ya gelme" diye bir kural mı var? bir gram altın bile 500 lira.
  • hlot  (01.07.21 13:12:23) 
Git git. Taki dugune giris bileti degildir.

Evine gider sonra verirsin hediyesini
  • brkylmz  (01.07.21 14:26:43) 
Düğüne giderim, Takı takama durumunu bir şekilde açıklarım, belki gelecekte telafi ederim ama gitmeme durumunu telafi etme şansım yok.


  • draconas  (01.07.21 14:37:18) 
Tabi ki de gidin ne olacak ki önemli olan o anı paylaşmanız. Kimşn ne taktığı önemli bir şey değil ki.


  • suicides underground  (01.07.21 15:01:45) 
Yakın arkadaşınsa bence otur konuş, böyle böyle durumum kötü, biraz düzlüğe çıkınca alıcam ben sana de. Yakın arkadaş anlar.


  • noluyo yaa  (01.07.21 15:33:06) 
Zannımca gidip, biraz gözüküp gerçeği söylemek. Ya da önceden bilgilendirmek ama yine de gidilmesi lazım.


  • put it in your appropriate place  (01.07.21 15:40:12) 
Ben gitmistim birkac kere. Durumun yoksa arkadasin da anlayisla karsilayacaktir. Sonucta ozel bir gunu sevdikleriyle bir arada
Gecirmek istiyor insanlar, taki icin cagrilanlar ailelerin arkadaslari oluyor genelde :D. Kendi arkadasini taki icin cagiran kimse tanimadim

  • kuehles blondes  (01.07.21 15:43:36) 
Bence gitmelisin. Yakın ya da değil, takı nedeniyle düğüne gitmemek doğru değil. Düğününe seni çağıracak kadar önemseyen birisi mutlu anlarını paylaşmak istiyordur. Takı takabiliyorsan ne ala, sen de onların yuva kurmasında tuzun olsun istemişsin anlamındadır. Bizde ne yazık ki çetele tutan, ben ona şunu takmıştım o bana bir şey takmadı diyen çirkin bir kültür var ve insan bu şekilde hor görülmek, değerinin böyle ne takip ne takmadığına indirgenmesinj istemiyor, bu yüzden de kaygında haklısın ama bu kültür çoğunlukla değişiyor ve böyle böyle kaybolacak. Hiçbir şey takmadığım düğünler de oldu, çok az para takıp durumum budur mesajı verdiğim düğünler de,arkadaşımın beğeneceği bir aksesuarı düğün hediyesi olarak verdiğim de oldu, çeyreklerim hazır gittiklerim de. Sonunda hep o gece ne kadar eğlendiğimizi, ne mutlu bir ortam olduğunu konuştuk. Hepsi aynı sonuca çıktı.


  • calginruh  (02.07.21 00:08:17) 
[]

Türkiye'nin en refah zamanları

Türkiye'nin en refah zamanları ne zamandı? Yaşım 28. Türkiye'nin geçmişte refahının yüksek olduğu bir dönem hatırlamıyorum. Şimdi de refah yüksek değil. Çoğunluk yoksulluktan şikâyetçi. Yalan da değil. Ekşi'yi açıp okuyunca 90'lı yıllarda Magnum, Pringles almaya özenen çok insan olduğu dikkat çekiyor. Bu ülke hep böyle miydi? Gelecekte artış olur mu?




 
2000'lerin başları, akp'nin ilk zamanları.


  • candide  (03.07.21 21:22:22) 
2006'da ilk işe girdiğimde milletin götüyle güleceği bir para alıyordum. her cumartesi 3-4 bira içerdim taksimde. kendi yol paramı karşılardım. ayda 200 kontör alırdım ve bankaya da yine hatrı sayılır para atardım. hatta ara ara şu içki muhabbeti ne zaman elit bir olay oldu diye konuşuyoruz ve happy hour saatlerini hatirlayanlar olacaktır, bira yerine göre 2,5 tl veya 3 tl falan oluyordu.


  • evimin paspasi  (03.07.21 21:24:20) 
2005-2009 arası bence. 2008'de 1,20lere düşmüştü dolar. Dışa bağımlı bir ülke için dolar ne kadar azsa refah o kadar yüksek denebilir ki akp'nin demokrasi yaklaşımının zirveleri o zamandır. O rüzgarla 2010da referanduma girildi ve ülkenin "aydın" kesimini bile kandırdılar.


  • Jux  (03.07.21 21:26:38) 
türkiye hep böyleydi. gerçi böyle dersem haksızlık etmiş olurum, bu kadar kötü değildi ama hiçbir zaman şahane bir ülke değildi ekonomik açıdan. cumhuriyet kurulduğunda zaten enkaz devralmış, yepyeni ve maalesef çok cahil bir ülke var. sonrasında ikinci dünya savaşı geliyor, biz paçayı sıyırsak da ekonomik sonuçlarından doğal olarak etkileniyoruz. sonrasında zaten siyasal islam'ın pençesine düşüp kah sağ-sol kavgası, kah "amerikan desteği" derken dandik bir ülke olup çıkıyoruz.

ekonomik açıdan da hep bir dengesizlik var ama 2000'lerin başının özlenmesinin ve daha iyi kabul edilmesinin sebebi sanırım temel ihtiyaçların daha ucuz olması. temel ihtiyaç derken evi falan da dahil ediyorum bu arada... yani 20 sene önce tek maaşla üç çocuk okutup ev alıyormuş insanlar. şimdi dene bakalım. hayalini bile kuramıyorsun. bu arada bu durum yalnızca türkiye'yle ilgili değil - avrupa'da filan da market alışverişi, araba vs. ucuz tamam ama öyle ayda €2500 alıp büyük şehirde ev almak, torun torbaya bırakacak kadar birikim yapmak kolay değil.

kontrolsüz kapitalizmin sonuçlarını yaşıyoruz. türkiye gibi orman kanunlarının geçerli olduğu ve bu modelin hiç mi hiç iyi yönetilemediği coğrafyalarda etkiler çok daha keskin ve zorlayıcı oluyor. okul bitirenin iş bulamaması, üniversite diploması sahibi olanın burger'da hamburger çevirmesi gibi geyikler mesela dünyanın her yerinde var artık ama fark şu ki oradaki insanlar burger'da çalışsa bile iyi kötü ayaklarının üzerinde durabiliyor. burada tam zamanlı olarak burger king'de çalışsan yapabileceğin şey en fazla 2-3 ev arkadaşıyla birlikte eve çıkıp makarnayla beslenmek oluyor maalesef.

sözün özü türkiye hiçbir zaman müreffeh değildi ama yaşamanın daha kolay olduğu bir ülkeydi sanki. hemen hemen her ülkenin ekonomik olarak bunalmaya başladığı bir süreci ekstra kötü yönettiğimiz için şu an perişan olmuş durumdayız. çok fazla insan ve otomasyon var artık. on parmağında on marifet yoksa, köle gibi çalışmak istemiyorsan sana yer yok. günde 12 saat çalışmak, "kendini geliştirmek" (tabii işle ilgili olacak) "erdem" oldu artık.

millet sövüyor da en iyisini youtuber'lar, tiktoker'lar yapıyor valla.
  • der meister  (03.07.21 21:28:11 ~ 21:29:20) 
2000-2010 arasi, tam net tarih veremem ama insanlarin normal ihtiyaclarini rahatça alabildiği bir dönemdi.
Misal biz clio almistik 35 bin lira mi ne. Su an bilmem kaç yüz bin lira.
Onun dışında bir dönem ülkede best buy vardi, böyle teknolojik ürünleri çok ucuz fiyatlara falan aldik gene. Ayni şekilde yurtdışına gitmek kolaydi. Ben o dönemler bir kere rusya bir kere avrupa gezisi yaptim, bir de Erasmus yaptim. Aileme 3-4 bin lira yüküm oldu. Su an hayatta yapamazdim.

Yani Türkiye böyle cok refahli İsviçre gibi falan zaten olmadi da bu saçma halde de değildi.
Şu an hem hayat çok pahalı hem de is hayati inanilmaz les (issizlik cok olduğu icin firmalar olucu, ek olarak ayni sebepten firmalar mesai su bu umursamiyor).
  • logisticsmanager  (03.07.21 21:46:22) 
1950 ve 1960 arası belirgin olarak ekonomik yönden farklılık arz ediyor kaynaklara göre .

90lardan itibaren bu yakın zamana kadar ise güzel şeyler yapılmak isteniyor ama çeşitli engellemelere takılıyor.
Üstüne imfden borç almayla mutluluktan göklere uçulacağı hikayelerini gördük kısmen geçmişte.
  • Erva  (03.07.21 22:18:38) 
kendi yasamadigim donemi bilmiyorum, 2005'te avrupaya gidip ne kadar dandik yer lan falan demistim.
Ayrica her sey asiri pahali ve ilkel gelmisti.

Genclerin elindeki telefonlar kamerasiz ve renksizdi.
Rehber kullanmayi bilmeyip telefonu kagida yazan yasitlarim vardi.

Geri donunce topragi opmustum.
Gecenlerde gidip baktim araya ucurum girmis.

Bir de 2011 gibi arabalar asiri ucuzlamisti astsubay falan passat aliyordu.
Sirkette herkesin iphone'u vardi ve devamli degistiriyorlardi.
Ben audi a3 almaya kalkmistim ilk maasimla.
3 kurus maas aliyorduk ama is cikisi gayet guzel mekanlarda bira icebiliyorduk.
5 yildizli otelde 1 hafta kalmak bana koymuyordu, su an o 5 yildizli otelin geceligi 3bin olmustur.



Sonra refahta ani bir dusus oldu.
2016 gibi tekrar bi yukseldi, 80bine merso almaya kalktigim donem.
Sonra mersoyla arama ucurum girdi :)

Aslinda alim gucundeki sikintiyi ben hic cozemedim.
Yani soyle, ben 2bin alirken otel 100 liraydi yemek 10 liraydi araba 30bindi.

Ben 5bin alirken otel 2bine yemek 50 liraya araba 200bine cikti.
Bu kopma nasil oldu anlamadim.
Sanirim milyon milyon kazananlar sebep oldu.
  • divit  (03.07.21 23:16:04 ~ 23:21:42) 
2016'dan sonra hiç durmadan kötüye gidiş var. 2008-2009'da lise harçlığımla sigara alabiliyordum. o dönemler pall mall içicisiydim. 3-3.5 lira falandı sanırım. 2.5 liraya da sigara vardı diye hatırlıyorum.

2014'te 2.5 liraya lahmacun yiyordum. şimdi lahmacun 10 lira. 2012'de 5 liraya 3 çeşit yemek yiyordum, şimdi 20-22 lira civarı
  • OrangeYellow  (04.07.21 02:13:48) 
2005-2015 arasi muhtemelen cumhuriyet tarihinin en iyisi. onu geri getirebilen bir hukumet muhtemelen uzun yillar basta kalir.


  • baldur2  (04.07.21 04:58:50) 
2004-2014 arası diyebiliriz. rte hep bu dönemin kaymağını yiyor zaten.

hem ekonomik hem özgürlüklerin en iyi olduğu dönemi 2005-2013 arası sayabiliriz.
  • nuisance  (04.07.21 07:31:13) 
[]

kolaybi veya paraşüt kullananlara ön muhasebe kayıt sorusu

örneğin trendyoldan gelen siparişim için müşteri adına bir cari açıyorum. daha sonra ödemeyi trendyoldan alacağım için müşteri carisinden trendyol carisine bakiyeyi virman ediyorum. fakat satış yönetiminde faturanın durumu tahsil edilmedi olarak gözüktüğü için sistemde hep bir alacağım varmış gibi gözüküyor. ayarlar bölümünde otomatik mahsuplaşmam açık. bu sorunu nasıl çözebilirim ? pazaryeri kullanıcıları bunun için hangi yöntemi uyguluyorlar ? faturayı tahsil edildi olarak gösterirsem müşteri carisinde hem virman ettiğim için hemde tahsil ettiğim için müşteriye borçlu gözükmüş oluyorum. trendyol komisyonunu da sürekli sistemde açık borç gözükmesin diye ödendi göstermek zorunda olduğum için sorunlu bir takip oluyor.

örnek ile anlatmak gerekirse:
müşteri trendyol üzerinden 100 tl 'lik ürün aldı, müşteri carisi: +100 tl
müşteri carisi ödeme trendyol üzerinden geleceği için trendyola virman edildi, müşteri carisi 0 tl trendyol carisi +100 tl
satış faturası sistemde alacaklı gözükmesin diye nakit ödeme ile tahsil edildi, müşteri carisi -100 tl
trendyol komisyon faturası gider olarak 10 tl işendi ve sistemde borç olarak gözükmemesi için ödendi, trendyol carisi 100 tl. ( ki normalde trendyola kasadan ödeme yapılmaz, trendyol ödemeyi yaparken 100 tl içerisinden kendi mahsup eder tutarı. mahsuplaşma açık olduğu halde bu konuda çalışmıyor.)
işin sonunda kasadaki para da sıkıntı yok. 90 tl olarak gözüküyor fakat hem trendyolun carisi hemde müşterinin carisi bu şekilde mahsuplaşmamış gözüküyor. işin sonunda müşteri carisi -100, trendyol carisi +100 olarak gözüküyor. satışı direkt trendyola satmış gibi göstersem bu seferde e-fatura oluşturamayacağım. satış faturasına tahsilat eklerken direkt kasa'dan değilde trendyol carisi üzerine tahsilat ekleyebilsem sorun ortadan kalkabilir sanırım. daha sonra trendyol carisindeki + bakiyeyi kendime tahsil edebilirim ama bunun da yolu yok gibi.

 
ben işin ön muhasebe kısmı nasıl işler bilmiyorum.

"satış faturası sistemde alacaklı gözükmesin diye nakit ödeme ile tahsil edildi, müşteri carisi -100 tl"

lakin bu adına ne gerek var onu anlamadım?

trendyol carisi +100. komisyonu işledin 90 oldu, trendyoldan para gelince de -90 hop kapandı gitti?

satış faturası sisteme niye alacaklı gözükmesin diye nakit tahsil etmiş gibi yapıyorsun, alacaklı gözüksün, ne oluyor ki alacaklı gözükünce?
  • kibritsuyu  (06.09.21 08:07:20) 
fazla islem yapiyorsunuz, nakit odeme secmeyeceksiniz cunku nakit bir giris olmuyor size; trendyol komisyon kargo vb dusup kalaninin odeyecek size; size de o sekilde kapatacaksiniz.

100 tl orneginizde; trendyol borclandi musteri 0'landi. trenydol 100'den komisyon kargo vb dustunuz 80 kaldi, trendyol'dan da 80 gelince hesap 0'lanmis olacak
  • sweetoffice  (06.09.21 10:14:56) 
[]

Arabanın ağır bakımı için yetkili servis Doğuş otoya mı gitmeliyim?

Arabanın 90bin km bakımı geldi.

Önemli parçaları değişebilir triger seti, debriyaj vs.

Enflasyon uçuk olduğu için tahminime göre 10 bin TL tutar 4 ay önce 5000 TL tutacak masraf..

Dışarıda ustalar kaça yapar bilmiyorum. Ama kimseye güvenmiyorum. Araba sağlam girip bozuk çıkar diye korkuyorum.

2 kat para verip Doğuş otoya yaptırıp kafamız rahat mı olsun yoksa sanayide mi yaptırmalı?

Volkswagen için İstanbulda usta öneriniz varsa da yazabilirsiniz. 3 ay sonra bakım yaptıracağım ama şimdiden araştırmaya başladım.

 
aracımı 7 sene doğuşa bakımı yaptırdım. En sonunda fiyatların aşırı gereksiz pahalı olduğundan ikitelli sanayide sitesinde wv özel bir servise götürdüm. Gitmeden önce sizin gibi aklımda hep ya araca birşey olursa ya arızalanırsa diye korkular vardı.Gidince boşuna endişelendiğimi anladım. Zaten bakımları yanınızda yapıyorlar, isterseniz parçaları siz alıp gidebilirsiniz. İşini hakkıyla yapan bir servis, servisin sahibi aracımla ilgilendi, doğuşa vereceğimin yarısından azını verdim.


  • Sichelangelo  (12.12.21 20:29:51) 
ben bu işi pek bilmem ama karar vermek için aracın kaç yıllık olduğu, bundan önceki tüm bakımlarının yetkili serviste yapılıp yapılmadığı, kaçıncı sahibi olduğunuz gibi konular da önemli sanırım.


  • michael_knight  (12.12.21 21:02:34) 
aracın garantisi bittiyse, dogus'a gitmeyin.

araştırıp sağlam, dürüst bir özel servis bulun ve orada yaptırın. başka marka aracım için öyle yapıyorum, çok memnunum.

hatta bazen ufak tefek gelen seslerden şüphelendiğim şeyleri söylüyorum, şunu yapsak mı/değiştirsek mi diye. bakıyorlar. henüz değişecek kadar yıpranmamış, 5bin km sonra, 2 ay sonra vs. yeniden bakalım diyip değiştirmiyorlar.
  • kaptankedi  (12.12.21 21:16:41) 
Hiç gerek yok, bazı servisler zamanı gelmediği halde gereksiz yere bile parça değişimi yapabilir fatura etmek için.

Bir sanayiye gidin size yakın olan, parçacılardan triger set, yağ, filtre fiyatı alın. Üç yere sorsanız nereden alacağınıza karar verirsiniz.

Ortalama 1000 lira triger seti olur (devirdaim hariç, gerek de yok şikayet yoksa)
Ortalama 350-400 lira da yağ ve filtreler tutar.

İşçilik de 750-1000 lira arası desek ortalama 2500 liraya özel serviste bitirirsin bu işi, hadi biraz kazık fiyat olsun 3000 diyelim.

Model olarak bakmak lazım, belki de triger seti 500-600 lira civarındadır.
  • John Bloor  (13.12.21 10:47:24) 
[]

Elindeki işi başkasına paslamak

Bir iş var almak üzereyim, gidip işverenin yerinde mesleğimi icra edecektim. İşi alacağım belli az çok, sadece ücretimi söylemesi kaldı. İşveren geçmiş tecrübemi ve referans işlerimi çok beğendi.

Şimdi işin istendiği gün başka bir yerde olmam gerekiyor, işi kaçırmak da istemiyorum çünkü başka gün mümkün değil işveren için. Dolayısıyla işi kaçırmamak için benim seviyemde iş çıkarabileceğinden emin olduğum bir tanıdığa (kankam değil) paslayarak onu göndermek istiyorum. İşverene de yurt dışında olacağım o gün, bu kişiyle birlikte çalışıyoruz o da benim seviyemdedir demeyi düşünüyorum.

Dediğim gibi işverene henüz fiyat vermedim. İşi paslamayı düşündüğüm kişi ise bana bir fiyat verdi iş için. Benim yerime gideceğini biliyor.

Şimdi bu işin hakkı nedir?
Ben işi tanıdığa vermesem, o da para kazanamayacak.
Dolayısıyla pasladığım için benim de bir hakkım olmalı işi o yapsa da.

Ne yapayım? Yüzde kaç koyayım üstüne?

 
Isi yapacak kisi fiyatini soylemis zaten, sen isi kaca satabiliyorsan sat.

Ha isi yapacak kisinin fiyati ogrenme durumu var ve ogrenirse hos olmaz diyorsan bastan konus, razi gelmeyecekse hic girme derim.
  • brkylmz  (10.06.22 20:00:24) 
@brkylmz
yani kalkıp sen kaç para verdin bu işe diye sorar mı, ya da kardeş sen bu işten kaç alacaksın muhabbeti geçerse kötü olur tabii.

  • leper messiah  (10.06.22 20:32:17) 
Kotu olacaksa hic bulasma derim. Ya da tanimadigin birini bulup ona pasla. Isini yapip parayi da senden alsin.

Gerci isin devami olacaksa isi alabilir senin elinden. Boktan isler.
  • brkylmz  (10.06.22 22:27:06) 
brkylmz +1

Mevzu biraz iliskinin cinsine bagli.

Sadece tanidik ise kaca satacagin sana kalmi$. Sorarsa ( ki sormasi bence garip kacar cunku samimi degilsiniz) yaptik birseyler de gec. Israr ederse terslerim ve bir daha is paslamam.

Cok yakin arkadaslarima ustune para almadan is bagladigim cok oldu. Hatta bir arkadasa yakin zamanda bir is pasladim. 10 birim istedi is icin, ben gittim isi 30 birime aldim, alayini da cocuga verdim cunku paraya ihtiyaci vardi.
  • cooperr  (10.06.22 23:06:18) 
[]

yeni evlenmiş arkadaşa hediye

merhabalar,
bir arkadaşım evlendi geçen ay. düğünü gidebileceğim bir yerde değildi ve hediyemi yollayamazdım, yani düğününe gitmedim diye bir sorunumuz yok. şimdi yarın görüşüceğiz normal olarak, bira falan içmek için. ben ne hediye verebilirim? ne vermek uygun olur? cafede barda otururken çıkarıp mutfak hediyesi de verilmez heralde? ne yapabilirim sizce?



 
aynı durumdaydım, arkadaşa zarf içinde 100 dolar vermiştim :D yaklaşık bir çeyrek altın tutarı. bir de onun hesabı çekmiştim. siz de benzerini yapabilirsiniz. fazlasıyla yeterli olur bence.


  • sarahkerrigan  (27.06.22 22:54:59 ~ 22:55:48) 
nasıl fiyatlı bişey düşündüğüne bağlı, 300-500 lira ise hediye alabilirsin daha üstüyse gram veya çeyrek altın veya dolar vs. vermen daha makul açıkçası. Her devirde evlenen kişiye en iyi hediye = para, o da altın ile veriliyor bizim kültürde.


  • nhk ni youkosu  (27.06.22 23:30:31 ~ 23:31:10) 
Ben gecen zarfa para koyup verdim 200₺ idi benimki yakinim degildi+ butce meselesidir biraz da

ne kadarsa zarfla ver, hediye aramakla ugrasma
  • ala09  (28.06.22 00:54:14) 
nakit hoş gelmiyorsa amazon hediye kartı verin bence. istediği her ev eşyasını ucuza alabilir sonuçta ordan da.

mesela 1000tl hediye kartı gibi...

www.amazon.com.tr
  • Mihendiss  (28.06.22 08:39:15) 
çeyrek altın vermiştim benzer bir durumda.


  • haistre  (28.06.22 13:57:27) 
[]

bu evleri nasıl alıyorlar?

2m tl altında ev yok.

Bu evleri bu insanlar nasıl alıyorlar? Maaşlı işte çalışarak almak çok zor gibi geliyor.

Merak ediyorum gerçekten nasıl oluyor bunlar?

Karavanlar dahil 500k tl'den başlıyor ikinci elleri.

 
Artık birşey satmadan birşey almak mümkün değil.
eğer mesleğe yeni başlamış biriyseniz bırakın evi araba almak bile imkansız gibi birşey.

  • alicandan  (13.03.23 22:59:43) 
belli bir yaşın üstündekiler artık alabiliyorlar. birikmişin üstüne banka + aile + arkadaş borçları ile. ortalama bu şekilde.


  • candide  (13.03.23 23:03:31) 
türkiye’de çok iyi para kazanan ciddi bir kitle var. beyaz yakalı olup karı koca beraber -100 aylığı olanlar, küçük şehirlerde küçük müteahhit, mobilya işleri yapıp büyük para vuranlar, vs vs. 2m eskisi gibi büyük bir para değil yani.

eskiden de ev alamayan dar gelirli kesim şimdi de ev alamıyor çok değişen bir şey yok.
  • roket adam  (13.03.23 23:15:27) 
dunyanin heryerinde belli basli sehirlerde durum boyle, bence biz hala bircok acidan basindayiz bu isin, daha da pahali hale gelecek.


  • cooperr  (14.03.23 00:46:41) 
son 4-5 yıllık haberler ama aşağı yukarı bilgi verebilir. türkiye'de 23 milyon haneden 13 milyonu kendi evinde oturuyormuş. bir diğer bilgi ise ülkedeki kayıtlı konut sayısı yaklaşık 40 milyon. burda ilk akla gelen şey binlerce kişinin birden fazla evinin olması. sizin sorunuzda ise evet birikmiş bir para, arsa veya aileden kalan bir para - satılacak bir şey olmadıkça gerçekten çok zor.



www.emlakjet.com
www.yeniakit.com.tr
  • jepa  (14.03.23 01:04:20 ~ 01:05:01) 
anadan babadan mirasları var ya da para döndürüp alıyor. 9 tane kredi kartı ve her bankadan ek hesabı var olan arkadaşım 2 milyona ev aldı. aylık ödemesi 20 bin falan.


  • mikahakkinen  (14.03.23 08:55:32) 
Gelir dağılımında adaletsizlik derken bahsedilen bu. Alamayan hiç alamıyor, alan 2-3 tane alıyor, alamayana kiraya veriyor.

Türkiye'de kobi sınıfında bir esnaf, sanayici, küçük üretici mesela kendini çok zorlamadan ev alabilir. Hatta kredisiz trink parayla alır. Bugün bir sanayi sitesini gezin, hepsini silkelesen en azından yarısında anadolu'da ev alabilecek nakit çıkar kasadan.

Bir de büyük şehirlerde çok yüksek kazanan beyaz yakalı sınıfı var. Karı koca şu an 30'arbin kazanan bir çift de kendini biraz zorlasa ev alır. Birinin maaşını harcamasalar, her ay enflasyondan koruyarcak yani enflasyonun etkisini sıfırlayacak bir fona koydu diyelim. Yatırımla enflasyon yokmuş gibi düşünebiliriz. 24 ay ayda 30 binle geçinebilirlerse ki 15 kira 15 yaşam masrafları idare edilebilir ellerinde 720 bin olur. geri kalan 1,3 milyonu kredi yapıp 2 milyonluk bir eve girebilirler. Şu an halkbank ya da ziraat'ten 1,3 milyon kredi çekersen kampanyalı fiyattan 21.000 taksitle ödüyorsun. 30-30 kazanıyorlardı. 21000 kendi evinin taksidi, geriye 40000 tl kalıyor. (burada enflasyondan bağımsız düşündüm çünkü bu düzeyde beyaz yakalının maaş artışı zaten enflasyon oranında oluyor, ya da kazancını o ayarda bir fonda değerlendirirse zaten birikimi aynı oranda kalabiliyor)

bunlar dışında maaş dışında geliri olmayan ortalama kazanan bir çiftin ev alabilmesi epey zorlu çok iyi yatırım planı ve kararlılık gerektiriyor.

Şunu yapan insanlar tanıdım mesela işe başladığı gibi ilk maaşından itibaren yatırım yapıp 30-40bine arsa alıyor. 1 sene sonra enflasyon+%20 koyup satıyor başka arsa alıyor. Onları satıp daha büyüğünü alıyor. Böyle böyle elindeki nakiti büyütüyor. 10 sene içinde bir ev parasına ulaşıyor alıyor.

Ama bu biraz kişisel beceri işi yani herkes yapamaz, hem o iradeyi gösteremez hem gayrimenkul alım satımı yapmak, değerlenme ihtimali olan yer bulmak da marifet işi hem de üstüne kar koyup satmak baya tüccarlık. Bunu deneyip çok para yakan da oluyor saçma sapan yerler alıp.
  • anten  (14.03.23 11:36:57 ~ 11:44:28) 
turkiye de bir suru zengin sirtlan var. paradan para kazaniyorlar. dusunsene 100 tane kirada evin var. onlarin geliriyle her ay 1 tane ev alabiliyorsun. kartopu gibi her ay daha da buyuyorlar


  • buenosdias  (14.03.23 13:30:11 ~ 13:30:52) 
memleketleri o şehir olunca alınıyor daha önceden evi arsası kalan mirası olduğu için
sıfırdan almak için iyi maaşlar lazm

  • bir soru sorcam  (14.03.23 13:53:47) 
anten'in söylediği mantıklı geliyor ama çevremde gerçekten 60-70 bin kazancı olan birkaç çift bunu yapamadı. Ya ev bulamıyorlar ya o krediyi alamıyorlar vs. O parayı kazananın gideri de çok olabiliyor duruma göre. Yani en ideal şartlarda, yeni evli (altın vs. gelmiş) borcu olmayan çocuğu olmayan düşük kiraya oturan çift bunu yapabilir o da kredi bulabilirse.

Tabii 2-3 yıl önce otomobil alabilmiş çiftler o konuda daha şanslı. İki araba olsa satsan al sana 1 milyon lira. Üstü de kredi.

Hep çift dedim, çünkü yalnız bunu başarmak imkansız sanırım.
  • nhk ni youkosu  (14.03.23 18:34:37) 
[]

Çiftler arasında 2.el - sıfır eşya problemi

Selamlar duyuru, çiftlere bir sorum var. Ben kendi kullandığın şeylerde temiz ise 2.el i dert etmiyorum. Temiz bulduysam veya fiyatı çok uygunsa 2.el tercih ediyorum.

Daha önce çok 2.el telefon aldım. Şu an kullandığım klavye 2.el. Veya motor montumun biri 2.el. Fotoğraf makinem 2.el vs.. Şimdi ben bunları sıfır alamaz mıydım, alırdım ama bu sayede fazlada bir lens daha aldım mesela. Veya fazladan gittim bir mouse aldım en basitinden. Ölçeği küçültüp büyütebilirsiniz.

İstanbulda yaşarken sarıyerde sosyete pazarı gibi bir yer vardı arada oraya da giderdik ailece. CHP kadın kolları gibi teyzeler gelip orada kaliteli ama kullanmadığı eşyalarını satardı. Normalde 50k ise 10k ya alabiliyordun mesela temizliğine göre. Veya bin liralık bir şeyi 200 liraya alabiliyordun. Bunlar herhangi bir ev eşyası veya kıyafet olabilir.

Bana o yüzden bu tarz bir alışveriş tü-kaka gelmiyor. Temizler kullanırsın yani ne olabilir şimdiye kadar hiç sorun yaşayan görmedim. Ve bunu dert etmeyen bir sürü insan tanıyorum (statü farkı gözetmeksizin)

Daha önce eşimle böyle bir pazarı gezmiştik ama iğrenir şekilde baktığını hissettim. Pek bir şey de almadı. Halbuki oraya gelenlerde pek sınıf farkı da yoktu, karışıktı. Ama eşim çok lazımsa gider sıfır alırım kafasındaydı. Ya bi tadını çıkar belki güzel bir şey görücen, antika bir şey bulacaksın belki, ama ruhen hiç orada değildi.

Elektronikte de mesela faturalı, garantili alabilirsin, yine için rahat eder. Tabi anlamak lazım biraz almadan önce iyice kurcalamak lazım.

Sizde durumlar nasıl bu konuda fikirler örtüşüyor mu? Zıt olanlarınız varsa nasıl üstesinden geliyorsunuz bu farklılığın?

Eşim nedense bu konuya çok uzak. Mecbur kaldığımızda sesini pek çıkamıyor gerçi. Mesela evlenirken bir yazlık boşaltılıyordu komple. Pek kullanmamışlar, sadece yılları biraz eskiydi, komple bir evi almıştık 20k falan tutmuştu mobilyasından beyaz eşyasına kadar. O zaman sıfır dizsek 100k gidecekti ama nakitimiz yoktu o kadar mesela.

Ben de sevindim aa ne güzel normal karşıladı falan diye ama zaman içerisinde çok dillendirdi bunu bi ev eşyasını bile sıfır alamadık diye.

Şimdi yavaş yavaş ikimiz de kimin parası artarsa değiştiriyoruz parça parça gerçi ama yine de benim penceremden bakınca böyle sanki mutluluğu sıfırı mı getirecek yani evde huzur olsun yeter diye bakıyorum.

O nasıl bakıyor anlamıyorum. 2. el bir şey bakıyorum mesela ev için sahibindenden. Biraz "bana bunu mu reva görüyorsun" gibi bir vibe veriyor. O yüzden tam anlamıyorum ama ben yorumlamaya kalksam da şey gibi geliyor sanki böyle burnu havada bir şekilde "bunu mu hak ediyorum ben, hayatta herkes her şeyin en iyisini hak eder, kendimize uygun gördüğümüz şeylere pak püü, en kötü durumdaki arkadaşlarım bile her şeyin sıfırını alıyor" gibi düşünüyormuş gibi hissediyorum.

Fakat ben kendimi böyle bir yarış veya ölçüm içinde görmüyorum. Kendisi öyle geçim sıkıntısı görmemiş bir insan da değil yani normalde yetişirken yüksek bir refah içinde olmamasına rağmen büyük ihtimalle kendini yetiştirirken yüksek refah beklentisiyle ilerlemiş, tamam başarılı da yani her şeyin en iyisini hak ediyor fakat ben bir yerde ceo da olsam evimde niye 2.el berjer var demem yani. Sevdim, mantıklı geldi, 3'te 1 fiyatına aldım, artan parama da başka bir şey alırım derim.

Bu konuyu nasıl çözebiliriz sizce? Kendimce şey diyorum "ne güzel yeni alınmış temiz ürünü yarı fiyatına satan bulmuşum, ama eşimin takıntıları yüzünden gidip 2 kat daha fazla borca girip sıfır alacağım ve bu hayattan aldığı mutluluğu da diğerini aldığım senaryoya göre 2 kata mı çıkaracak gerçekten?"

Belli bir takıntı da söylemiyor mesela hijyen ile ilgiliyse temizletirsin falan ama yok direkt "ben niye 2.el alayım" gibi net bir görüşü var. Sizce bende mi bir varoşluk var yoksa hanımda mı fazla sofistikelik var anlamış değilim.

Mesela bir çok kadın dolap gibi uygulamalar falan kullanıyor. Alıyor, satıyor vs. Kendi çevresinde pek kullanan yok mu veya böyle bir şeyin ayıp ya da tü-kaka karşılandığı bir çevrede mi büyümüş bilmiyorum. Ama çok uzak böyle şeylere. Kullanmıyorsam kardeşime veririm diyor. Beğendiysem de gider sıfır alırım diyor. Kontrol etmeyecek kadar paramız olsa tamam yapsın da sonuçta mantıklı kullanmak lazım parayı da.

Eşim bana veya eve lazım olan bir şeyi "askim bunu iş yerinin orada buldum çok az kullanmış güzel yakaladım" diye getirse ben çok mutlu olurum. Çok kötü durumda olmadıktan sonra sıfır ile 2.el arasında bir fark gözetmem. Sonuçta bir ihtiyaç var, giderildi mi, giderildi. E daha ne. Ben biraz kullanınca 2.el olacak zaten.

Ama buralarda insanlar pek 2.eli hoş karşılamıyor sanırım, kültürel olabilir mi? (gaziantep) gösteriş falan da had safhada. eşimde öyle çok bir karşılığı yok aslında düğün çok mütevaziydi, e eşyaların çoğu sıfır değildi zaten dediğim gibi. Ama bunlar böyle olması gerektiği ve hayatı yavaş yavaş kendimiz kurarız diye düşündüğüm için bana çok üzüntü verici şeylermiş gibi gelmiyor. Ben mesela eşimle olmak istedikten sonra yere minder koyar otururum yani onu mu dert edicem. Kendisi de belki oturur imkan yoksa ama bu ona üzüntü verir işte fark o sanki.

Bazı çiftler tanıyorum, bir şeyi uyguna düşürünce çok sevinen koşa koşa mutlu mutlu eve giden. Ama eşimde bir burukluk, üzüntü oluyor. Acaba ah o diğer fabrikatör zengin koca adayını reddetmeseydim mi diyordur içinden :( (öyle bir şey yok da misalen diyorum, belki de öyledir bilemeyiz)

Edit: araç konusunda böyle bir takıntısı yok, 2.el alabiliyor.

 
şayet evli olsaydım ve eşim ikinci el bir eşyadan rahatsızlık duysaydı asla almazdım. bekarken alabilirim ama..

ikinci el eşya başkasının yaşanmışlığın izlerini taşıyor. hele yazlıkta ikinci el eşya beni tiksindirirdi.

şu an bekarım, sorun değil ama evli olsaydım gerçekten çok ihtiyaç yoksa ikinci el eşya almazdım.

eşyaları eşimle kullanmaya başlamak isterdim.

şu an evlensem ve eşim evdeki çatal bıçak bardağı atacak olsa, buna bile itiraz etmem.
  • tabudeviren  (07.02.24 18:31:14) 
Eşyanın anısını düşünüyordur, uğursuzluk vs.


  • Kahvedesu  (07.02.24 18:39:44) 
@tabudeviren, çok dokunaklı, tabii ki her şeyin sıfırından oluşan bir düğün paketi elimizin altında olsaydı hayır demezdim fakat benim önceliklerim farklı sanırım.

hayatımdaki insanın gayesi mutlu olmaksa her şeyle mutlu olabilirmiş gibi geliyor.

veya sürekli mutsuz olabilecek şeyler bulabilecek bir potansiyeldeyse baştan tırnağa sıfır ve altın kaplama olsun her şeyimiz, benim için hiç bir önemi yok ki.

hiç mi öğrencilik hayatı yaşamadınız veya hiç mi elinizde yüklü nakit para yokken yuva kurmak istemediniz, bir şekilde olur, yavaş yavaş beğenmediğin şeyler varsa değiştirirsin.

bir eşyanın yaşanmışlığı varsa sen üstüne koyarsın başka yaşanmışlıklar katarsın. Mesela araba almak istediğinde 2.el bakıyor onda sorun yok, onun yaşanmışlığı yok mu? İç dış yıkatırım diyor belki. E koltuğu da yıkatırsın yani dert mi şimdi.

@Kahvedesu, belki de evet diğer yoruma da yakın aslında. bilmiyorum belki üstüne kafa yorsam biraz kabul edilebilir bir hal alabilir benim için de.
  • ananiyimioguz  (07.02.24 18:40:27 ~ 18:43:06) 
tabudevirrn+1

erk arkim hoslanmadigini o kadar anlatti ki daha yeni anladim ve konu tamamen kapandi. ikinci eli sevdirmenihtimaliniz yok. bir de komple bir yerden hazir esya almak tatsiz zaten butce olarak makul olmus ama bir iki eve uyan esya alsan neyse, kendi zevkini tamamen gozardi etmissin gibi olmus ve uzulmekte hakli sanki o konuda. ben tr de satilmayan, stock out urunlerden kendime aldigim oluyor ikinci el, ona karisan yok, zaten sifir urun. ortak alanda hoslanmadigi bi seyi gozune sokamam
  • ala09  (07.02.24 18:48:12) 
@ala09, evet o konuda hak veriyorum çok zevkimize uyan şeyler değildi idareten böyle olması gerekiyordu ve yavaş yavaş değiştiriyoruz dediğim gibi.

ama işte mesela sevdiği bir şey var, 50k diyelim. Ben yakınlarda birisinin 35k ya sattığını gördüm daha 1 ay olmuş alalı. Bunu almak neden yanlış olsun sonuçta zevkimize de uyuyor.
  • ananiyimioguz  (07.02.24 18:51:09 ~ 18:52:05) 
Ben hiç ikinci el bir şey almadım şimdiye kadar. Giysileri hijyen probleminden dolayı istemem,

Çok sevdiğim bir şeyin de ikinci el olmasını istemem. Neden diyecek olursanız bu tür şeylerde "kullanılmışlık" çok bariz belli oluyor. Siz temiz kullanılmış diyorsunuz ama ne kadar temiz olursa olsun birleşme yerlerindeki birikip silinmiş toz izleri, mikro çizikler vs. kullanımdan kaynaklı doğal izler "yeni bir şey aldığınız" hissi vermiyor. Eskimek eşyanın doğasında var, ikinci el ürün ne kadar iyi olursa olsun o eskiliği hissettiriyor. Ben böyle bir durumda da illa sıfır olsun deyip sıfırını almıyorum, ama bunun yerine "olmasa da olur, alabilirsem sonra alırım" diyorum. 2. El olan ürün bende herhangi bir heyecan uyandırmıyor. Çünkü o kullanılmışlık görüntüsü heves baltalayıcı geliyor. Ancak bunun bir mantığı yok, müzik zevki gibi bir şey bu. Kimi de çok sever o kullanılmış görüntüyü.

2. Eli tercih edebileceğim tek şey artık satışı olmayan eski şeyler, süs objeleri, koleksiyon ürünleri vs gibi şeyler. Ancak 2. El piyasasıyla hiç alakam olmadığı için arada aklıma gelse de hiç uğraşıp bakmadım mesela bunlara da.

Eşinizin hevesiyle ilgili bir durum olabilir. Siz ucuzu varken neden pahalısı olsun sonuçta aynı işi yapacak diyor olabilirsiniz ancak belki ikinci el alacağınız şeyi hiç almamak eşinize daha iyi hissettirecektir. Ayrıca bazı şeyleri hiç almazsanız diğerlerinin sıfırını alacak kadar bütçe de ayırabilirsiniz.
  • akhenaten  (07.02.24 19:08:33 ~ 19:11:55) 
kadınlar bu konuda daha katı oluyor. bundan sonra değiştirebileceğini sanmıyorum. kendi kişisel kullanacağın şeylerde yine ikinci el al. fakat eşinle ortak kullanım alanlarında hiç alma gerekirse. sevmiyorsa zorlama yani.


  • adivar  (07.02.24 19:22:33) 
@akhenaten, teşekkürler biraz daha anladım o tarz bakış açısını.

Sanırım ben mala veya kendime mi acaba.. çok önem vermiyor olabilir miyim?

beni x bir üründeki çiziksizlik veya toz zerrelerinin olmayışı çok mutlu etmiyor.

sadece o şeye sahip olup olmamakla ilgileniyorum çünkü ben kullanırken de çizilecek tozlanacak zaten.

o yüzden genelde 2.ele bakıyorum. bakıyorum ki sıfırı ile arasında çok bir fark yok, e gideyim sıfır alayım deli miyim diyorum. ama temiz bulduysam ve fiyat avantajı yüksek ise sıfırına vereceğim paranın birazını ona veriyorum, artanına da başka bir ihtiyacı alıyorum mesela.

sıfır aldık her şeyi diyelim. taşındık falan illaki eskidi çizildi kırıldı bir şey oldu. benim temiz 2.el bulabileceğim durumdan daha kötü bir hale geldi. Demek ki sizler için "sonuçta benim, ilk ben kullandım, ne olduğunu biliyorum, kusurları varsa da benim yaşantımda bir karşılığı var" gibi bir düşünce oluşuyor ve bunu sorun etmiyorsunuz anladım.

ama onu öyle görmek yine kullanılmış, eski bir ürün kullanıyor hissiyatı yaratıp da sizi mutsuzluğa götürüyorsa orada hala bana hiç mantıklı gelmeyen bir durum vardır bana göre.

her şeyin sürekli sıfırının alınmasını düşündürten bir psikolojik düşünce de sanki kapitalizmin oyunları gibiymiş de gelmiyor değil bir yerde :(
  • ananiyimioguz  (07.02.24 19:24:54) 
Hayatımda hiç ikinci el kullanmadım, bir keresinde kız kardeşim popüler bir bit pazarına götürmüştü beni. Orada vintage güneş gözlükleri denerken tansiyonum düşmüştü o şeyi nasıl yüzüne değdirebiliyor, alsa nasıl içine sinerek kullanacak diye. Ve hayat sonrasında bana benim gibi bir hayat arkadaşı armağan etti.


İkinci el belki tüketim çılgınlığının önüne geçmeye ne bileyim para pul tasarrufuna falan yardımcı oluyor olabilir. Ama sevmeyen, iğrenen insan da bu konuda düşüncesini değiştiremez. Çok zor. Hiç param yokken bile sırf ikinci el almamak için aylarca koltuksuz yaşamıştım ve sonrasında içime sinen, rengini ve tarzını çok beğendiğim sıfır bir koltuk almıştım.
  • ruhen hastayim ben  (07.02.24 19:58:25 ~ 20:00:58) 
"sıfır aldık her şeyi diyelim. taşındık falan illaki eskidi çizildi kırıldı bir şey oldu. benim temiz 2.el bulabileceğim durumdan daha kötü bir hale geldi. Demek ki sizler için "sonuçta benim, ilk ben kullandım, ne olduğunu biliyorum, kusurları varsa da benim yaşantımda bir karşılığı var" gibi bir düşünce oluşuyor ve bunu sorun etmiyorsunuz anladım"

Kendi adıma aynen durum bu. Kendi eşyamı kullanılmış görmek moralimi bozmuyor ama, hatta eşyalarımı ziyadesiyle eskitirim ben. Evde ıvır zıvır hatıra bıraktığım eşyam da çoktur. Ama yeni bir şey alırken genelde heves ettiğim için alırım ve bu olurken de tabiri caize onun da aynı hevesi taşıdığını görmek isterim. Yani böyle düşünmüyorum tabi ama size anlatırken söze nasıl dökerim diye düşününce bunlar çıkıyor ağzımdan.

Örneğin yakın olduğum insanlar evlerinden bir şey hediye etse de bunu takmam sanırım bu daha ziyade yaşanmışlıkla ilgili. Uğursuzluk ya da enerji gibi şeylerle de ilgisi yok. Bir şeye bakınca onun tanıdık gelmesi gibi daha çok. Tanımadığım birinin eşyası evdeki yabancı biri gibi.

Tabi bu benim, detaya indikçe daha çok benle ilgili oluyor konu :D eşiniz de üç aşağı beş yukarı böyle bir şeyler hissediyordur belki.

Demek istediğim işin maddi boyutuyla çok ilgili olmayabilir.
  • akhenaten  (07.02.24 20:01:51) 
İkinize de hak veriyorum. Ben ikinci el hiç sevmiyorum ama kocam vintage filan sever alıp kullanırdı bekarken. Saat alırdı mesela. 2.el markalı bir saat alacağına daha düşük markadan sıfır da alabilir ama o gidip 2.el tercih ediyordu. Ben sıfır ve kötü marka tercih ederim.

Hijyen takıntısı belki de. Evlendikten sonra galiba adama bu konuda biraz yüzümü ekşittim ki bir iki kez teklif etti daha da söylemedi böyle bir şey.

Daha kötü marka olsun ama sıfır olsun boşverin. :)
  • kaptan maydanoz  (07.02.24 22:21:53) 
halen daha evli kalabildiğin için seni tebrik ederek yazmaya başlıyorum.

eşinin çoğu huyunu abartılı bulsam da ikinci el konusundaki hassasiyetlerini anlıyorum. ben de kullanamam. hem temiz bulmam hem de ölmüş gitmiş birinindir kötü enerjisi vardır o yüzden almam.

eşin bir kere anlayış göstermiş yazlıktan çıkma eşyaları satın alarak. ki yazlık olması beni de tiksindirdi. ha bence sıfır eşya alacak paranız yoksa hemen evlenmeyebilirdiniz öyle bir durum da var.
  • Hallegadola  (08.02.24 14:26:04) 
@Hallegadola, sdfjsgh yuvarlanıp gidiyoruz gördüğün gibi.

Eşyalardan anladığım kadarıyla alamancı yaşlı bir çift kendi dizmiş ama uzun yıllar pek kullanmamışlar. Evi satarken eşyaları da ayrı elden çıkarmışlar.

Ben pek iğrenmedim ama hanım biraz titizdir şimdi yazılanları görünce iyi dayanmış diyorum :(

Artık kendi eşyalarım dışında 2.el herhangi bir şey düşünmesem iyi olacak.

Ha bu arada evet bekleseydik de 4/4lük hazır bir yere geçseydik daha iyi olabilirdi belki ama hem onun ailesi bu tarz bir birlikteliği kabul edemezdi (biz birlikte yaşamaya başlamıştık) hem de canına yandığım ülkesinde bekleyip para biriktirdikçe malların fiyatı senin biriktirme hızından daha fazla artıyor, o yüzden biz hiç evlenemezdik ev dizmeyi bekleseydik gibi geliyor. E tabi bir de hatılıyorsun belki, eldeki nakit ile önceliğimiz bir klinik açmaktı. Ev dizmek çok geri planda kaldı.

Yine de en azından bu şekilde borcumuz falan çok çabuk bitti, eğlence ve gezmelerden de ödün vermemiş olduk bu geçen yıl içerisinde. Şimdi yavaş yavaş değiştiriyoruz zevkimize göre. Ama işte ben yine 2.el temiz bulsam alırım diyordum vazgeçtim mecbur.

Bu arada insanlar mala mülke o kadar yatırım yapıyor, biz buraya gelir gelmez depreme yakalandık, sıfır eşyalar aldığımızı ve göçtüğünü düşünüyorum da.. tamam bir can değil belki ama içler acısı bir durum yine. O yüzden çok şaşaya veya maddi açıdan uçuk şeylere çok önem vermemek lazım sanki bilemiyorum :|

"Ucuzundan olsun sıfır olsun" da temiz hissettirebilir ama ucuzu da basit duruyor beğenmiyoruz. Taksit maksit girişicez artk..

Edit: Ayrıca sevmediğim huy falan diyorsun da o da benim için nelere katlandı bir bilsen.. bak biri bu 2.el eşya muhabbeti mesela :D
  • ananiyimioguz  (08.02.24 15:07:42 ~ 15:16:13) 
Keşke Türkiye'de daha yaygın bir ikinci el alışkanlığı olsa, charity/thrift shoplar olsa diye çok istiyorum ben ya. Tutup günlük giysilerimi ikinci el almam ama vintage elbise, ayakkabı, güneş gözlüğü bulsam alırım, üzerinde leke olmadığı sürece temizlenebilen bir şey giysi. "Önceki sahibinin enerjisi" gibi batıl şeylere de inanmıyorum. (Güneş gözlüğünün camını UV filtreli camla değiştirtmek isteyebilirim, şimdi düşündüm de...)

İkinci el elektronik almam çünkü sürekli telefon/bilgisayar değiştirmiyorum, kullanılmaz hale gelene kadar kullanıyorum. Ama eşim ikinci el amfi, kolonlar, subwoofer falan alıp ses sistemi yaptı mesela. Evdeki amfinin sıfır fiyatı şu an 80 bin liradan fazlaymış, mis gibi ikinci el kullanıyoruz. Bir de "ikinci el alsam düzgün çıkar mı acaba ya" diye kitchenaid mikser bakıyorum ben ara sıra.

Özetle biz karı koca ikinci ele karşı değiliz ama özellikle ikinci el eşya peşinde de koşmuyoruz. Birimiz bir şeyi ikinci el alırsa diğeri "iyi yapmışsın, güle güle kullan/kullanalım" diyor.
  • kobuzchu kiz  (08.02.24 17:05:17) 
[]

yurtdışından para transferi için şu an en iyi yol hangisi?

öncelik masrafın olabildiğince az olması, gönderim süresi de 3-4 günü aşmadığı sürece çok önemli değil. meblağ günümüz kuruyla sadece 170 euro civarı bir para ama bu miktarda her ay birkaç kez işlem olacak türkiye-AB, AB-türkiye yönlü. karşı taraf türk vatandaşı değil, türk bankalarıyla çalışmıyor.

eskiden wise kullanıyordum ama onlar da şimdi işlem yapmak için 20 euro depozit şartı filan koymuş, ben zaten küçük paraların adamıyım, bana yaramaz.

hem türkiye hem de AB ülkesinde görece kolay kullanılabilecek, mümkünse sadece interlek üzerinden iş görebilecek bir uygulama sistem neyin var mı şu an?

 
Wise'da depozito olduğuna emin misiniz? Ben her ay gönderim yapıyorum hatta en son geçen hafta yapmışım, hiç böyle bir şey istenmedi.


  • fraise  (26.03.24 16:42:13) 
fraise +1 her ay wise kullaniyorum depozit konusu mevzu bahis olmadi


  • sutcuyumbensutcu  (26.03.24 18:42:36) 
Monito diye bir site var farklı alternatifleri karşılaştırıyor.


  • but that was just a dream  (26.03.24 22:37:26) 
Remitly


  • kaset  (27.03.24 00:24:38) 
ben dün ilk defa Wise açtım, evet doğrulamak için kendi adına banka hesabından veya kartından "20gbp" yolla bakalım dedi. Avrupa'da da euro diyor demek. Sonrasında böyle bişey olmamalı ama.
dar.vin

  • nhk ni youkosu  (27.03.24 01:39:21 ~ 01:44:56) 
[]

athlon xp cpu (socket a) )orijinal fan bulunur mu bu saatten sonra?

arkadaşın makinada orijinal fan var gayet sessiz. ben onca para verip başka bir şey aldım. korkunç ses var.
termal pasta yenilendi, söküldü takıldı, tozu alındı vs.
ya da başka bir tavsiyesi olan varsa söyleyebilir.


 
Bir sürü sessiz fan var işlemciler için, hatta fansız pasif soğutma aparatları bile var. www.firebal.net adresinden fiyatları ve desibel cinsinden ses seviyelerini inceleyebilirsin...


  • crown  (17.11.07 22:36:52) 
orijinal fani sogutmaz onu. bende vardi onu bir kenara koyup gidip guzel sessiz bir tane aldim (2 seneyi gecti gerci ve simdi ses yapiyor)

ses seviyelerini falan kontrol edip alin derim. sonradan basiniz agrimasin ama orijinalinden uzak durun.
  • entrapmen  (17.11.07 22:42:11) 
10 dbe kadar bir fan seçerseniz uzun süre ses sizi rahatsız etmez. (en azından diğer fanlar ve harddisk sesleri 10 db'in üzerinde olacağı için cpu fanını duymazsınız.


  • darknum  (18.11.07 01:14:12) 
@tribal
ya hepsini ilan yapmışsın altına cevap yazamıyoruz! :P

daha ilk ilanını açtığında olmaz o iş diyecektim ama 'cevab veremedim' sistemlerimiz aynı. soru olarak değiştir şunları :)
  • can see  (18.11.07 18:09:36) 
[]

aşti'deki bilet satan eleman

dün gece otobüs yolculuğu sonrası laçka olmuş bedenimi bir an önce okuluma atmak üzere aşti'den metro ile kızılay'a varmak istedim. bilet almak için gişelerin yanındaki bilet satan yere yanaşıp 20 ytl uzattım ve "bi tane birlik öğrenci" dedim. adam "2 tane versem olmaz mı?" dedi. "1 tane lazım hocam" dedim, sonra adam "o zaman sol taraftaki uyarıyı okuyun" dedi.

içimden kesin talimatlarda "en az 2 bilet alınmalıdır! EGO MÜDÜRLÜĞÜ!" tarzı bir şeyler yazıyordur dedim ve uzatmadım "2 tane ver madem üff" dedim.

şimdi düşünüyorum da, böylesi salak bir uyarı veya karar olamaz değil mi? adam beni düdüklemiş olmalı?

 
istanbul'daki artık bilet yok elektronik kart diye bir şey var. ve bu kart en az 5 binişlik!


  • colg fusion  (11.02.08 11:21:38) 
diyorum ki ;

"lütfen bozuk para bulundurunuz."
  • SoLfej  (11.02.08 13:48:52) 
arkadaş aşti ve ego dediğine göre ankara'dan bahsediyor, istanbul degil.


  • tom riddle  (11.02.08 13:53:58) 
solfej'in dediği gibime geliyor bana da. yoksa fiyatlar değiştiğinden beri tek bilet alarak giren birçok insana tanık oldum.


  • tom riddle  (11.02.08 20:07:40) 
[]

İzmirliler/İzmir'de yaşayanlar/İzmir'i bilenler Buraya!!!

Boğaziçi Edebiyat'tan yeni mezun oldum. Çalışan arkadaşlarıma bakıyorum da kimse hayatından memnun değil. Haliyle bende de iş hayatına karşı bir önyargı oluştu. İş bulmak bi dert, çalışmak başka dert. Şimdi bendeniz gelecekle ilgili her gün karar değiştiren biri olarak diyorum ki gidiyim, İzmir'e yerleşiyim. Orda bir iş bulıyım, küçük de bir ev kiralıyım, yuvarlanıp gidiyim, en azından kafam sakin olsun. Hem biraz burdan da uzaklaşmış olurum. Çok para kazanma gibi bir amacım yok sonuçta. Ne derece mantıklıdır? Uzaktan göründüğü kadar kolay mıdır bu iş? İzmir'deki iş imkanları nelerdir, yani sonuçta İStanbul kadar kalabalık bir şehir diil diye güveniyorum ama yanılıyor da olabilirim. Hayat da burdaki kadar pahalı değildir diye daha rahat hayatımı idame ettiririm gibi geliyor. Bir yandan da dokuz eylul'de master yapabilirim belki. İzmir'deki iş ilanlarını kariyernet ya da yenibiris dışında nerelerden inceliyebilirim? Gitmeye kara verirsem İzmir'in neresinde yaşamak daha caziptir???




 
bence seni evlendirelim zamani gelmi$. ic sikintisina bire bir. izmir'liyim bu arada yanli$ olmasin.


  • camilo  (08.07.08 12:55:10 ~ 12:56:44) 
27 yaşına kadar hayatımın 2 senesi hariç - o iki sene ankarada idi - karşıyaka bostanlıda yaşamış, son 3 yıldır istanbulda yaşamak zorunda kalmış bir insan olarak hiç terddütsüz derim ki git. şüphesiz istanbula göre çok ciddi biçimde ucuz. yine istanbula göre küçük olasından dolayı çok daha rahat bir yaşantın olur ancak gözardı etmemen gereken şöyle bir gerçek var. istanbulun sana sağladığı iş olanaklarının çok iyi ihtimalle yarısına erişebilirsin ve istanbulda daha fazla para harcıyacağın aşikar ancak istanbulda kazandığın parayı izmirde kazanman maalesef mümkün değil. İzmirin neresinde yaşanır sorusuna gelince gez gör derim trafik sorunu olmamasından mütevellit çekmek zorunda kalacağın yol en fazla bir saat olur. bunun yanısıra bornova hala öğrenci gibi yaşamak istiyorsan bence uygundur, özellikle küçük park tarafları. tabi bostanlı ,atakent, mavişehir de biraz daha pahalı olmasına rağmen bence harika yerlerdir. izmirde iş arıyorsan benim bildiğim izmir merkezli hsc küresel diye bir İK sitesi var bi bak istersen iyilerdir - tabi sektörler farklı olduğu için yamuluyor da olabilirim , ben bütçe raporlamada çalışıyorum.
Şunu bence unutmamam gerekir herşeyin ötesinde istanbul, izmir gibi şehirlerin kıyaslanmasında kişinin kendisi en önemli unsurdur. şehir içinde yaşananlarla bütünleşir.

  • in vito veritas  (08.07.08 13:16:44 ~ 13:19:58) 
Boğaziçi İşletme mezunuyum, 3 sene İstanbul-Ankara plaza maymunluğu sonrasında 5 senedir İzmir'deyim, mutluyum huzurluyum. İş istedikten sonra her yerde var, önemli olan iş için ömründen ne kadar bedel verdiğin (Ha bu arada işkolik bir insanımdır, yani öyle yatayım geniş geniş diye de gelmedim İzmir'e). Tüm İstanbul yorgunlarına tavsiye ederim.


  • sui  (08.07.08 13:17:47) 
izmir tecrübesi olanlar oradaki yaşama dair daha net fikir verecektir ama ben "yuvarlanıp gitme" kısmına değineğim.
evlenmek, çocuk, okutmak, aileyi büyütmek vs kısımlarını bir köşeye bırakıp sadece kendi başına yaşamını idame ettireceğini düşünsek bile bir tampon varlığının olması lazım insanın. beklenmeyen harcamalar, sağlık harcamaları, kriz durumları (ki türkiye gibi bir ülke için ne kadar olabilir bilirsin), allah korusun daha büyüğünden şeylere karşı, işgörürlüğünü bir oranda veya tamamen yitirmene karşı falan tampon bir birikimin olmalı. veya bunu oluşturabilecek düzeyde bir maaş / ek iş / vesair edinmelisin.
bu aslına bakarsan önlem alması en kolay şey. daha zoru, daha zararlısı, kendine karşı alacağın önlem. yani olur da fikrin değişir, tercihinin iyiliğini sorgulamaya başlarsan falan "naaptım lan ben" diyip kendinden nefret etmemen için olabildiğince sert kararlar vermekten kaçın.
ha diyeceksin bu zaten orta profil orta sınıf düz adam mantığı, aman devlete kapağı attım arkam sağlam falan zihniyeti, o da doğru. muhasebesi sana kalmış çünkü sana neyin ne kadar maliyet uygulayacağını sen bilirsin. homeless olmayı devlet memuru olmaktan üstün tutuyorsan (yani sana maliyeti daha azsa ruhani olarak) buyur bir gün dahi bekleme. (izmire giden homeless olur anlamında değil tabiki :) )
insanın aklının, onun bir tercihte olabildiğince az şeyden vazgeçmesini sağlayacak bir şey olduğunu unutmadan, kendi kararını kendin vermeli ve sorumluluğunu almalısın.
veya salla, kafana göre takıl! :D
güzin ablan :p
  • lhun  (08.07.08 13:19:09 ~ 13:25:34) 
öncelikle şunu belirtmeliyim ki İzmir'de hayatımın sonuna kadar kalmayı düşünmüyorum tabii ki. Öyle başına buyruk ve çok da gözü kara bir insan da değilimdir, o yüzdn her şei ölçüp biçip gitmek istiyorum. Belli bi kapitalim var tabii, burda yapmak istediğim eğitim için ayırmıştım, İzmir'de başım sıkışırsa onu kullanıcam. İstanbul'da da kendi başım hayat sürdürüyorum sayılır yani ev düzenini sağlamanın maddi-manevi ne gibi zorlukları olduğunu biliyorum. En zoru burdaki düzenim tamamen bozacak olmak, yoksa hiç durmicam:)
Şunu da merak ediyorum; diyelim ki gittim, birkaç sene İzmir'de yaşadım, çalıştım ve sonunda tekrar İst'e döndüm. Burada iş hayatına atılırken bu benim için bir dezavantaj olur mu acaba? "İşin kolayına kaçmış" intibası uyandırır mı hakkımda?
@sui; valla nasıl bu kararı verdin ve hayatını nasıl kurdun İzmir'de çok merak ettim, tebrik ederim. Alanlarımız farklı ama aynı okuldan mezunuz, bunun herhangi bir artısını görsün mü orada acaba? Bir de eğer tek yaşıyorsan düzenini kurman (ev bulma, geçindirme, oraya alışma vs.) zor oldu mu?
  • think martini  (08.07.08 13:45:44) 
İzmir'i az bilen ve orda yaşamak isteyen bir İstanbul kölesi olarak ben de sizin gibi 2-3 sene boyunca İzmir'de çalışmanın yollarını aradım. Yalnız ben halihazırda büyük bir şirkette 5 senedir çalıştığım için işim sizinkinden çok daha zor. Bazı sorumluluklar altına girmiş durumdayım ve bunları bırakıp gitmek gibi bir lüksüm yok. İzmir'in şartları ile hem oraya hem buraya yetişme imkanım da yok.
Sonuç olarak, eğer böyle bir karar ve isteğiniz varsa İstanbul size ayakbağı olmadan bir an önce gerçekleştirin derim. Sonradan ayrılması maddi manevi yükümlülükler nedeniyle çok daha zor olacaktır.

Bense emeklilikte ancak, sanırım :(

Sui seni tebrik ve takdir ediyorum üstüne gıpta ile bakıyorum.
  • felina  (08.07.08 15:01:41) 
istanbul'da yaşayan bir izmirli olarak diyorum ki;

Durma git! İki dakika düşünme! Bak hala düşünüyosun düşünme dedim! Kaç ve git. Alışma süresini şunu bunu bilemem, tek bildiğim orada hayat daha güzel, parası olana da olmayana da.
  • sayinseyirciler  (08.07.08 15:35:46) 
madem bu kadar kararsızsın neden 3-4 günlüğüne buraya (izmir'e) gelmiyorsun? emin ol sözlükçüler sana yardımcı olur. hem biraz gezersin hani derler ya alıcı gözüyle bakmak, işt ondan yaparsın :) hem de buradaki insanlarla tanışmış olursun. şu bir gerçek buradaki birçok insan izmir'i övecektir. hatta ben yapmamak için kendimi zor tutuyorum ehehe izmir milliyetçiliği başka ve bizler maalesef ki objektif bakamayız. en güzeli senin görmen. daha önce geldiysen bile yaşanılabilir bir yer mi diye bakmamışsındır.
nacizhane teklifim budur. kordon'da içeceğin 3 biradan sonra ehehe eşyalarını almadan burda kalmaya karar verebilirsin. oturabileceğim yer diye sormuşsun bence onu da kendin seç. alternatifin çok ama işyeri de önemli. dedikleri gibi en fazla 1 saat tutar yol belki ama işyerine göre yer seçmen sabah 15-20 dakika daha fazla uyumanı sağlar :) düşünsene bir kış günü sıcacık yatağında 20 dakika daha fazla kalıyorsun ehehe burdan da anlaşılacağı üzere izmir insanı ehl-i keyf ya da bu daha iyi; sefa pezevengidir ehehe

  • zminrna  (08.07.08 16:11:21) 
ya istedikten sonra iş var tabi ama izmirde iş alanı istanbuldaki kadar geniş degil.
400 ytl ye güzel bi evde oturursun biraz merkeze uzak olması önemli degil dersen. eer üniversiteye girer asistan falan olursan süper bence
izmirde ulaşım da çok dert olmuyo da, bi sıcagı kötü işte, bi de iş az kardeşim.

ben sana dogma büyüme izmirli olarak izmir'in avantajlarını sıralıyım:

1- daha az ev kirası ödüyosun
2- daha az kalabalık var. her yerde kuyruk beklemek yok
3- ulaşım kolay. eger çok ücra bi yere gitmiceksen tek otobüsle heryere gidebiliyosun hemen hemen. metro da cabası
  • merope  (08.07.08 16:55:57) 
[Madem ilgili kişi okudu, hayat ayrıntısını çıkarıyorum metinden]

Bir adamın kısmeti varsa o kısmet onu bulur. Yoksa da hiç bir yerde bulmaz.

İstanbul’da kalanların, özellikle de Boğaziçi gibi okullardan mezun olanların bir söylemi var: “Ben İzmir’de çalışmak için Boğaziçi’nde okumadım” diyorlar. Bu işin İstanbul’dan görünen yüzü. Oradayken ben de öyle diyordum. Buraya geldikten sonra bir şey farkettim ama.Ben aslında tam da İzmir’de çalışabilmek için Boğaziçi okumuştum. Yani tabii ki İzmir’de iş olanakları İstanbul’a göre kısıtlı. Ama eğer bir işe birisi alınacaksa, ve adaylar arasında böyle “reputable” (Allahım bayılıyorum bu lafa) üniversite mezunları varsa onlar burada tercih ediliyorlar. İstanbul’da kolunu sallasan Boğaziçi’liye çarpar, İzmir’de ise hint kumaşı muamelesi görürsün. Bu işin birinci boyutu.

Çalışmazsan hiç bir yerde iş yok. Çalışırsan her yerde yükselmek mümkün. Bu da iki.

Üçüncüsü, buraya geldikten sonra anladım ki, İstanbul’da maaş olarak sana ödenen para, senin İstanbul’a ödediğin bedellerin onda biri bile olamaz. Bir ara acaba “uzanamadığım ciğere mundar mı diyorum” diye de düşündüm ama yok. Günde trafikte geçen 4 kayıp saatin, genel mutsuzluğun, mutlu olabilmek için eve abuk sabuk elektronik eşyalar alup sonra da “Ben ne yapıyorum ya” huzursuzluğunun, çocuğun olsa “acaba başına bir şey gelir mi, okulun önünde uyuşturucu satıyorlar mıdır, karşıdan karşıya geçerken bir Cayanne’in altında kalır mı” endişesinin ücreti nedir? Bana mutsuzluğun fiyatını koyabilir misin Abidin?

Şimdi İstanbul’la İzmir’i bir kıyaslayayım sana:


- İstanbul’da ortalama olarak bakarsan daha fazla para kazanırsın. Daha fazla da harcarsın tabii. Alacağın en vasat ev 200.000 YTL’den başlar. İzmir’de o paraya yalıda oturabiliyorsun neredeyse.

- Çoluk çocuğun olursa özel okula verirsin korkudan. Seneliği 14.000 civarındaymış. İzmir’de en yakındaki devlet okuluna yollarsın.

- İzmir’de sebze meyve nispeten daha ucuzdur (delicesine ucuz değil ama) ve böyle Akdeniz mutfağı sağlıklı yemek modunda bir insansan pazarda şevketibostan, deniz börülcesi, hede hödö otu bulabilirsin. İstanbul’da “O ne lan?” der pazarcılar.

- İstanbul’da “15 gün iznimi alayım da Antalya’da full inclusive bir tatile gideyim” diye plan yaparsın. İzmir’de Cuma günü 4 sularında arazi olursun, hafta sonunu Çeşme’de geçirirsin. Pazartesi sabahı 8’de çıksan, 8:30’da işine varırsın. Bodrum 2.5, Kuşadası 1 saattir, her akşam ve sabah Çeşme’den Sakız’a feribot geçer. 20 Eurodur bilet.

- İzmir’in en uzak iki köşesi olan Balçova ve Karşıyaka arası 25 dakikadır. Trafik varsa 45 dakika alabilir. İstanbul’da Beşiktaş’tan Ortaköy’e ortalama yarım saatte gidersin (bkz: beşiktaş’tan ortaköy’e gidiş süresi)

- Eğer İzmir’liysen ve ailen buradaysa, ne zaman istersen yanlarına gidebilirsin. Bir ihtiyaçları olduğunda koşabilirsin. Başka şehirdeysen her ziyarete geldiğinde biraz daha yaşlandıklarını görürsün oysa ki. Kahrolma bonus olarak gelir.

- İzmir’de insanlar güleryüzlüdür çoğunlukla. Teyzeler otobüsten inerken şoföre iyi günler dilerler. İstanbul’da yapsan şoför anlamsızca sana bakar. İnsanlar rahat kıyafetlerle gezebilirler, Kordon’da bir bira alıp körfezin keyfini sürebilirler. Bunun İstanbul’daki karşılığı Beşiktaş İskele’deki çay bahçesidir, yalan olmasın.

- İzmir de deprem bölgesidir ama 6.5-7 üzeri deprem beklenmez. “Allahım ne zaman deprem olacak hepimiz ölecek miyiz?” diye panik içinde yaşamazsın.

- İzmir’de de sinema, tiyatro vardır. Ama Metallica, Kylie Minogue falan gelmez buralara. İzmir’de bazı kitapları bulamazsın, bir Robinson Cruseo 389’u yoktur. Ama kargo şirketleri diye bir gerçek vardır.

- İzmir’in de İKEA’sı vardır, bize sahip olmalarını istediğimiz eşyaları buradan satın alabiliriz.

- İzmir sıcaktır, yazın daha da sıcaktır. İstanbul ılımandır, kışın kar yağar. Kar güzel bir şeydir, kardan adam yaptığın sürece. Maslak üst geçidinde düşüp kıçını kırmana da yol açabilir. Sıcak ise adamı terletir, onun olayı odur.

- İstanbul’da bir gün güzel bir hayat yaşayacağını umut edersin. İzmir’de güzel bir hayat yaşarsın. Ortalama yaşamın erkekler için 67, kadınlar için 70 olduğu bir ülkedir Türkiye.

İşin acı tarafı şu ki, bu hesabı anca İzmir’e yerleştikten sonra yaparsın. Bu şema İstanbul’da yaşarken çizilemez. Niye böyle bilmiyorum ama böyle. İstanbul’da yaşayan yine BÜ mezunu bir kardeşim ve BÜ mezunu eşi var, bir sürü arkadaşım var. Oradan tablo böyle görünmüyor, biliyorum.

Eğer bir gün kalkıp İzmir’e gelirsen, burada en kral işi bulacağını tabii ki garanti edemem. Hayatın iki haftada yoluna gireceğini de edemem. Belki de bombok olabilir her şey. Bunlar ihtimal dahilinde. Ama bildiğim bir şey var ki, hayatta her şey ihtimaller dahilinde. Mesele hangi riskleri aldığın ve bunları kaldırma gücünün ne kadar olduğu. O güç genç yaşlarda daha fazla oluyor, sonra statükoya alışınca, yani yaşlandıkça giderek azalıyor.

Umarım kendin için en hayırlı kararı verirsin, seçtiğin yol iyi olan yol olur. Ha eğer gidiyorum uleyn dersen bir kahve ısmarlarım buraya geldiğinde.

Bu yazı üzerine dr. depeyi’den iki doz da şunları vermek isterim:

(bkz: sürüsosyallik ve iş dünyasının sürüsosyalleri)
(bkz: içimdeki çocuk olmasa bir bankada genel müdürdüm)

Hayırlısı olsun.
  • sozluge giremeyen sui  (08.07.08 20:47:47 ~ 09.07.08 10:23:53) 
cevap veren herkese çok teşekkür ederim. Öncelikli olarak iş başvurularında bulunup geri dönüşleri bekleyeceğim. İzmir'e gelme ve orda birkaç gün kalıp bizzat İzmir'i tanıma önerisi aklıma yattı. Daha önce geldim ama Çeşme'ye giderken uğrak yeri olmuştu o zaman. Şimdi işin boyutu farklı. İşlerimi ayarlıyıp gelmeye kalktığım zaman yine sizlerden yardım istiyeceğim;nerede kalırım, ne yaparım diye.Belki bana birkaç gün rehberlik yapacak birileri de olur aranızda. Çok ama çok teşekkürler.
@sui; senin özel bir çaban ve emeğin olmuş bu soruya cevap verirken, sana ayrıca teşekkürler. İzmir'i ziyarete geldiğimde bir kahveni içmek isterim:)

  • think martini  (09.07.08 09:25:38) 
Ufak bir not ekleyeyim: trafik ile ilgili yazılanlar abartma. balçovadan karşıyaka'ya 25 dakikada ancak cbr 1000 rr motorunuz varsa gidebilirsiniz. izmir'in güngeçtikçe artan bir trafik sorunu var. sabah akşam iş saatlerinde ciddi sıkıntı yaşanıyor. tabii ki istanbul ile kıyas bile edilmez bu trafik ama abartıldığı gibi de en uzak yere bile 1 saatte fln gidemezsiniz. balçovada oturan birisi çiğli organize sanayii'ye anca zeplin'le gider 1 saatte. hele ki otobüsle yolculuk işkence olur. sıkış tıkış otobüslerde yazın tozutursunuz. park sorunu, dar sokaklar, trafiğe inat yavaş giden sürücüler ve neredeyse erkek kadar bayan sürücü, 100 metrede bir trafik lambası, iki şeridi işgal ederek 50 ile giden belediye otobüsü bekliyor sizi izmir trafiğinde.


  • sijwocaq  (09.07.08 10:16:43) 
@sijwocaq: İşten çıkış saatleri hariç KSK'den Balçova'ya girişim 23 dakika. Motorum yok, Peugeot 206 ile yapıyorum bunu. İşe gidiş / çıkış saatlerinde ise en fazla 45-50 dakika sürüyor. Genelleme yapabilmek için gerekli deneme sayısını ise çoktan aştım valla.


  • sui  (09.07.08 10:21:48) 
Mavişehirden Gaziemir'deki işine her gün 2 saatte giden insalar tanıyorum. Bunu duyunca "yuh oha ne farkı var lan İstanbul'dan" demiştim ama değil. Öyle değil o. Aynı insalar Cuma akşamı ya da C.tesi sabahı "hadi bi Kuşadası yapalım" diyebiliyorlar umarsızca. Öyle işte.


  • felina  (09.07.08 10:49:50) 
Mavişehir'den Gaziemir'e gitmek için kullanacağınız yola bakar. Misal Çevreyolundan gideyim derseniz yaklaşık 25 dakika sürer Gaziemir'e girişiniz, şu an Gaziemir girişinde bir yol çalışması olduğundan orada tıkanır bir 15-20 dakika da orada kaybedersiniz. Ama çevreyolu uzundur ve benzin sarfiyatını artırır, dolayısıyla insanlar normal eski yolu tercih ederlerse yolda kaza falan olması durumuna göre tabii ki 2 saat sürebilir.

En son gittiğimde İstanbul'da çevreyolu, E-5, TEM falan hiç bir şey kar etmiyordu trafiğe.
  • sui  (09.07.08 11:06:53) 
11 ay istanbulda yaşayıp tekrar izmire geri dönmüş biri olarak şunu söyleyebilirim ki; kesinlikle hayatının en olumlu kararı olur. ancak izmirde daha önce yaşamadıgın için ilk başlarda oldukça zorlanabilirsin. (ki izmire geri döndüğümde ben bile ilk aylarda istanbula geri dönmeye yeltenmiştim. ama bi kaç ay sonra silkinip kendime gelerek bu düşüncemden vazgeçtim.) istanbul un temposu, sosyal imkanları izmirde biraz daha azdır ancak bahsedildiği gibi rahat,huzur anlamında oldukça avantajlıdır. gelip de 5-6 ay dayanabildin mi izmir den vazgeçemeyeceksin diye düşünüyorum.


  • nick name  (10.07.08 00:14:59) 
[]

porselen disler, saglikli gulusler?

23 yasindayim ve dislerim olmasi gerektiklerinden daha kucukler. yaz tatiline kadar para biriktirip dislerimi optimal buyuklugune kavusmasi icin komple porselen yaptirmayi dusunuyorum. maddi ve manevi olarak sarsici bir eylem midir bu?




 
maddi olarak oldukça sarsar,
ama bırak oldukları gibi kalsınlar, ne gerek var.

  • derectus  (02.02.09 17:20:21) 
abi o tat almanı da etkileyecek düşünsene. yediğin ekmeğin etin meyvenin tadını tam almaktan daha önemli çok az şey vardır dünyada.

@x daemon, abi şimdi kurcaladım biraz, hakkatten alakası yokmuş, sadeece porselen dişler ağızda geçici bir tat bozukluğuna neden olabiliyormuş ki, her diş müdahelesinde karşılaşılabilen bir şey bu.
  • yoldaki isaretler  (02.02.09 18:15:01 ~ 03.02.09 09:56:48) 
tad alma organi dil saniyordum ben.


  • x daemon  (02.02.09 18:44:05) 
maddi olarak tüm dişler diyorsan 32 x 200 = 6.400 bulabileceğin en minimum rakam olur. eğer zirkonyum olsun çok sağlam olsun diyorsan 16.000 - 20.000 tl civarı olur. seçtiğin renge falan göre değişiyor.

maddi açıdan durum bu.

manevi açıdan bir sene kadar sıkıntı verecektir. suniliği buram buram hissedeceksin çünkü. daha sonra geçiyor. dilin artık dişleri hissetmeyecek olması ayrı bir sıkıntı verecek.

dini açıdan, eğer sağlık açısından bir gereklilik yoksa israf olarak görülen bir şey kaplatma.

bir de dönüşüyok bu yolun. kararından emin ol. ve diş hekimine güven. hata yaparsa da düzeltmesi zor
  • trocero  (02.02.09 20:06:12) 
öncelikle bir dişhekimine gitmeni, muayene olmanı, durumunun sosyolojik endikasyonu (gerekliliği) olup olmadığını hekimle birlikte belirlemeni şiddetle öneririm.dişlerim küçük diyorsun ama, acaba aslında öyle mi?? yani dişlerin mi küçük yoksa çene kavsin mi büyük?
ayrıca, eğer bu protezin gerekliliğine karar verilirse kaç dişe yapılacağı da yine hekim tavsiyesi ile belirlenmelidir. hemen 32 dişe protez yapılacağını varsaymak mantıksız.
(zaten herkeste 32 diş olduğunu da nereden çıkardınız??)
çoğunlukla bu gibi durumlarda üst ve alt çeneden önden 8er diş yani güldüğümüzde görünen kısma (bu da yine çoğunluk bazısı gülünce küçük dili bile görünür misal: bill clinton zaten bu gülüşe de bill clinton gülüşü deriz. gereksiz bilgiler ansiklopedisi 13. cilt sayfa 578) kaplama yapmak yeterli olur.
geçmiş olsun.
  • Omayra  (02.02.09 21:10:03) 
annem(annem dedim ama çok genç henüz kendisi)dişlerini çok sıktığı için dişlerinde erime küçlme meydana gelmişti. minicik kalmıştı dişleri. kaplattı ve şimdi çok mutlu. alışmada sorun yaşamadı. istediği beyaz tonunu da kendisi seçti inci gibi dişleri oldu. muayene olup önce hekimin de fikrini almakta, birlikte karar vermekte fayda var. sonuçta estetik bir durum sözkonusu. değişime hazırsanız manevi yönden sarcısı olacağını sanmıyorum. tabi hekimizin güzel iş çıkarması da önemli. maddi yönüne gelince; sanırım yaklaşık 18 diş kaplanır. hekim ile yapacağınız pazarlık konusunda da fiyatı ayarlarsınız. kesinlikle pazarlık yapın ;) şimdiden hayırlı olsun.


  • girl in a coma  (03.02.09 00:45:16) 
Şekür Çingi diyorum sadece.. bi araştırmanı tavsiye ederim.. ben yaptırmadım ama yaptıran birini gördüğümde inanamadım. Ne maddeden falan yaptığını bılmıyorum ama bir üst çeneyi(toplam diş sayısını bilmemekle birlikte) 2500 euroya yaptırdığını biliyorum


  • Merwish  (03.02.09 22:20:27) 
he birde istanbuldaysanız


  • Merwish  (03.02.09 22:26:27) 
[]

Balik en guzel nasil piser?

Hadi bakalim! Hep bir yemek pisirme derdindeyim ama bu cok komplike. Firinimiz bozuk - bozuk olmasa bile cok cilgin. Mikrodalgamiz var, tavamiz tenceremiz var, bir de fileto. En guzel nasil piser? Sos mos? Yaninda sebze meyve...?




 
Buna benzer bir soru sormustum, isine yarar belki:
(git: 23528)

  • ermanen  (09.07.09 18:17:37) 
baligina gore degisir.


  • osuruklu  (09.07.09 20:27:27) 
yanlış bir soru, öncelikle balık ne? balık vardır tavada güzel olur (barbun, istavrit vs.) balık vardır ızgarada güzel olur (levrek) balık vardır fırına yakışır (somon, kuzu balığı vs.) balık kavramı geniştir. siz önce hangi balığı yiyeceğinize karar verin. ayrıca her insanın damak tadı farklıdır, örneğin hamsi buğulama seven kadar nefret eden de vardır. ancak genelde herkes tavada kızarmış balıkları sever. bu açıdan bütçeniz varsa grida alın (lagos diye de geçer) tavada kızartın una bulayıp, yanına tarator ya da sadece limon ilavesiyle tüketin. para çok vermek istemiyorsanız çipura, barbun, istavrit vs. alın bunları tavalayın limon ilavesiyle tüketin. ya da z.yağı, limon ve sarımsak karışımından elde ettiğiniz sos ile de tüketebilirsiniz.


  • theos ek mekhanes  (09.07.09 21:24:40) 
[]

akbank bank kart

akbank'tan işim dolayısıyla vadesiz mevduat hesabı açtırmam gerekiyor.

hesap işletim ücreti ne kadardır?

bunu hemen mi isterler yoksa hesaptan mı keserler para olunca?

bir de ben okulumdan daha yeni mezun oldum, elimde öğrenci kimliğim var, ama okuldan öğrenci belgesi alamam haliyle . öğrenci hesabı gibi birşey açtırmamın faydası olur mu?

öğrenci belgesi almadan böyle bir hesap açtırabilir miyim?

not:çalışacağım iş sigortalı bir iş değil, ajans işi gibi birşey yani maaş hesabım filan olmayacak, onun için maaş hesabından hesap işletim ücreti almazlar olayı varsa bile bana uymuyor.

 
öğrenci hesabı açarlarsa faydası olur elbette ama şirketler ödemeleri pat diye yapmazlar aya 1 falan yaparlar. para yattığı gün hesaptan çeker ya da eft yaparsanız sorun olmayabilir. çünkü genelde gece kalınca alırlar işletim ücretini. uzun zamandır ödemediğim için bilmiyorum artık. garantide 3 otomatik ödemeden işletim ücreti almıyorlar en ekonomik yolu bence bu. az bu pora değil çünkü 6 aylık dönem için 25-30 gibi bişiydi en son.


  • ozdek  (09.09.09 21:24:43) 
[]

thy ile uçarken bagaj ağırlığı

www.thy.com

linkinde "32 kg’ı aşan bagajlar hiç bir şekilde check-in işlemi esnasında kabul edilmemektedir" yazıyor.

daha sonra "Taşıma hakkınızı aştığınız takdirde fazla bagaj ücreti ödemeniz gerektiğini unutmayınız." denmiş.

bu şu demek mi bir bavul en fazla 32 kilo olmalı. 2-3 bavul toplamı 32 kiloyu geçerse ücret alınır.

çok uzun bir süre için yurtdışına gidecek bir yakınım. devasa bavulunu dandik kantarda ölçtük 30 35 kilo arası değişiyor. dengede durmadığı için tutuyoruz bavulu o yüzden tam kesin bilemedik. artı bir de küçük bavul alıcak yanında.

nolur bu bavullar. sorun çııkar mı?

şirket THY.

 
sadece biletiznizde yazan kilo sınırını gecersiniz ve gectigini kilo bası para odersiniz. sorunusuz yolculuk yapabilirsiniz yani.
not:thy ile tek basima 60 kilo bavul ile uctum sorunusuz olarak.

  • cairo  (12.09.09 19:33:19 ~ 19:33:29) 
"32 kg’ı aşan bagajlar hiç bir şekilde check-in işlemi esnasında kabul edilmemektedir" ne demek yani.

peki kilo başına ne kadar alıyorlar?
  • gholeman  (12.09.09 19:46:36) 
tek bir bavulun agirligi 32kg yi gecmesin demek oluyor o. Yani o bavullari tasiyan personelin mina koyulmasin diye o sinir. Bir kac bavulun toplami hayli hayli gecebilir 32kg'i.


  • feedback  (12.09.09 20:12:31) 
32 kg olayının fazla bagaj ücretiyle alakası yok. tek parça 32 kiloyu geçerse alınmıyor hiç bi şekilde. onun dışında ücretsiz bagaj hakkı da, yolculuğun iç hat - dış hat olmasına, dış hatsa gidilecek ülkeye ve biletin sınıfına göre değişebiliyor.


  • mngdsr  (12.09.09 21:10:09 ~ 21:10:27) 
cairo 60 kilo ile gittiğini söyledi nedir. toplam mı acaba onun. 34 kilo çıksa almıcaklar mı yani. kötü oldu bu.


  • gholeman  (12.09.09 21:42:17) 
32 birim toplamda 64 kiloysa limit uzaklara ucacaksiniz sanirim.

- 1 kiloya izin vermeyen gorevli de olabilir, 3 kilo fazlasina ses cikarmayan da. bu biraz sans isi, ve isinizi sansa birakmayin. valizin ust kisimlarina fazla olmasi durumda birakabileceklerinizi koyun.

bir de 2 bavul sinirlamasi da olabilir, ona da dikkat edin. ozetle
1 tane 7 kilo sinirli el bagaji
her biri en fazla 32 kg olabilen valiz goturebilirsiniz ( toplam bagaj hakkinizi destination'a gore degisiyor) .

bir de el bagajinda sivi tasima limiti var ( yanucu, delici seyler malum zaten).
amerika'ya ucacaksaniz yaniniza cakmak almayiniz vs.
  • pyro clustic flow  (12.09.09 23:09:46 ~ 23:12:41) 
Elektronik biletin üzerinde; uçuş tarihi-saati ve numarası yazan yerde yük taşıma hakkınız da yazıyor. 20K, 30K veya 2PC 3 PC gibi. K kiloya PC de parçaya karşılık geliyor.

Eğer bir parça bagajınız 32 den büyükse ne olursa olsun içini boşaltmak zorunda kalırsınız. Çoğu görevli 35 e kadar izin verebiliyor.

El bagajı hakkınız da 7 değil 8 kg.

Bu arada fazla bagaj ücretlerine yeni zam gelmişken, fazla bagajla havaalanına gitmemenizi tavsiye ederim. Geçen haftaya kadar ücretler 3-7 euro arsı değişiyordu, artık 7-10 euro arası...

yakınınıza iyi uçuşlar.
  • mumutum  (12.09.09 23:23:00) 
benim bagaj hakkım biletimdekine göre toplam 20 kiloydu ( istersen 15 tane bavulun olsun 20 kiloyu geçmeyecek demişti görevli kadın). ben 14kg ve 13 kg olmak üzere 2 bavulla amerikadan gelmiştim ve yurt dışına eğitim nedeniyle gittiğimi öğrenci olduğumu birazcık yardımcı olmalarını söyledim hadi neyse bu seferlik kabul edelim dediler ;) durumunuzu anlatırsanız o günkü görevlide anlayışlı ise sorun çıkmaz. kağıtta yazanlar her zaman geçerli olmuyor nerdenmi biliyorum? thy uçağını kaçırdığımda biletimin yandığını söyleyip bir sonraki sefer için benden yeniden ücret alırlarken yine uçağı kaçıran başka birinden ücret almadılar.


  • schizophrenia  (13.09.09 00:03:24) 
[]

Etenşın Pıliiz! Hdd Sorunu Belki De Pc Dir Emin Olamıyorum

Selam Pc Dostları Ve İnternet Duayenleri

2 senedir gayet sorunsuz kullandığım western digital my book 500 gb ext. hard diskle şiddetli olarak geçinemiyoruz. Bugüne kadar gık demeyen alet son bir haftadır başına buyruk hareketler, bi asi tavırlar yapmaya başladı. Kendisi geçen cumartesi kasa üstünden yere doğru hafif kapaklandı, yere düşerken de ayağımla darbeyi yımışattım bu arada. cumartesiden bu yana herangi bi problemi yoktu ancak bu akşam bilgisayarımdan girmeye çalıştığımda pc yi donduruyo. ama atıyorum windows media player dan girip bi şarkı açıyorum, şarkıyı ileri geri oynatıyorum falan takılıcakmı aniden diye yine sorun yaratmıyo. denemek için netten bikaç dosyayı direk bu sürücüye yükledim. bilgisayarıma girmeden yine direk son indirilenlere tıklayarak dosyaları açtım (chrome) yine bir sorun çıkartmadı. bilgisayarımdan girmeye kalktığımda ve özellikle dvd gibi büyük dosyaları açmaya kalktığımda anında kitleniyor. sizce sorun mekanik mi yoksa yazılımla mı ilgili yada bi virüs ün böyle bişey yapması mümkün mü nedir?

bi el atında beyin fırtınası yapak canını yidiklerim.

 
Yeni bi kablo alıp denemeni tavsiye ederim.Yoksa yapacak bişey yok gibi geliyor bana yoksa şüphenmi var.


  • layer26  (30.12.09 22:07:46) 
iyi de abi mesele şu dizileri açıyorum izliyorum, mp3ler aynı şekilde hiçbir takılma donma yok. aç kısmından girdiğim sürece no problem. ama dvd ve bilgisayarımdan girmeye kalkınca donup kalıyo. içinde kırılan eden bişey yok tahminimce hafif salladım herhangi bi tıkırtı da yok. hani yansa yada içinden bi parça kırılsa bu yaptıklarımı da yapamam dimi?


  • novice drummer  (30.12.09 22:28:37) 
Hard disk bu adamı rezilde vezirde eder.Ben yeni kablo denerdim.En güzeli aç bi dizi izlerken kabloyu bi bızıkla en şöyle.


  • layer26  (30.12.09 22:36:54) 
direkt linklerle calisiyor ancak my computer ile giremiyorsan virus gibi bi menem olabilir.

my computer'dan cift tiklamak yerine sag tiklayip open dediginde girebiliyorsan kesin virustur.. root'daki autorun.inf dosyasının içini açıp içindeki listede görünen dosyaları sil, root'taki gizli klasor ve dosyalari sil. en sonda da autorun.inf'i sil.
  • blu  (30.12.09 22:36:57) 
"Hard Disk Sentinel" adlı programı indirip "bad sector" denen nane var mı yok mu, hard diskinin kaç günlük ömrü kalmış bir bak istersen.


  • pathetique  (30.12.09 22:41:47) 
bütün önerileri denicem artık. harddiskte değilim yansın anasını satayım. arşive çok vakit harcadım. konserler,diziler falan yedeklerini alsam yeter bana.


  • novice drummer  (30.12.09 23:10:20 ~ 10.01.10 17:08:29) 
[]

seyahat zorunluluğu olan iş için normalden fazla maaş mı istenir?

merhaba tallahasseliler,
an itibariyle bir firmayla iş görüşmesi yaptım. ancak isteyeceğim maaş konusunda kararsız kaldım. firmanın bt departmanında çalışacağım ama haftada en az 1-2 gün şehirdışı seyahat olacakmış. firmanın istanbul dışında bir kaç şehirde daha yeri var. bu yerlere uçakla gidilecek, otelde kalınacak, işler halledilecek. merak ettiğim sırf seyahat zorunluluğu olması sebebiyle maaşı biraz daha fazla istemem garip olur mu? sonuçta daha yorucu olur diye düşünüyorum. yani misal; normalde 2000 lira isteyeceğim için seyahat edip yorulacağım diye fazla istenir mi? istenirse ne kadar fazla istenir?
teşekkürler.


 
kimi işlerde haftanın -7 günü şehir dışında olunuyor. öyle bir durum olsaydı belki ama bahsettiğiniz durumda haftasonlarınız boş kalıyorsa çok da hakkınız olmayabilir.

şehir dışı seyehatlarde ne kadar harcırah verecekleri ve bundan para arttırıp arttıramayacağınız önemli bir detay olabilir. (oteli onlar mı ayarlıyor yoksa siz ucuz bir hotelde kalıp artan parayı cebe atabiliyor musunuz gibi..)
  • anonimyususer  (08.05.10 14:44:42) 
bence temel olarak şirket açısından ne kadar vaz geçilemez olduğunuza bağlı.

harcırahtan masrafmış gibi gösterip cebinize 3-5 kuruş fazladan kalması için kastırmayın derim.

şöyle ki, sizin haftada birkaç gününüzü şehir dışında geçirmeniz için, anlaşmalı otel, acente, vb. de olsa, en az ayda 1500-2000 lira gibi bir masraf yapılacak. sizin maaşınız, sigortanız, vb. de bir araya geldiğinde, sizin istihdam edilmeniz şirket için 5000 liralık bir aylık masrafı bulacak. bunu da düşünerek, eğer bu işi yapabilecek en uygun adaylar arasındayım diyorsanız, ayda 2-300 lira fazladan maaş isterseniz bu karşılanamayacak bir talep olmayacaktır.
  • atesikus  (08.05.10 16:07:22 ~ 16:08:57) 
ben olsam kesinlikle harcırah konusunu netleştirirdim. sonuçta devlet memuru bile olsanız, giden birinin yanına beher olarak bir miktar koymak durumundalar. eğer maaşın içine gömülü bir zihniyet var ise o zaman biraz daha pazarlık yapabilirsiniz. ama şöyle düşünün; insanın hayatında haftada 1-2 gün başka şehirde geçirmesini istemek çok kolay değil. aynı akşamlara denk gelen çok acayip şeyler olabilir. manevi olarak feragat etmek de her zaman kolay olmayabilir. vakti ile ben de 2-3 saatlik mesafede merkezi bulunan bir şirkete haftada 1-2 kez gitmek zorunda kalıyordum. bir süre sonra zul geldi. hele ki metropolde yaşayıp, daha ufak şehirlere gidiyorsanız can sıkıntınız bir süre sonra tavan yapabiliyor. tüm bunları iyi tartmak lazım. hayırlısı olsun şimdiden.


  • yedek ruh  (08.05.10 18:58:51) 
bende iş nedeniyle çok sık seyahat ediyorum. İnanın çok yorucu oluyor.hele cimri bir şirketse daha beter.o haftada 1-2 gün dedikleri önce 3-4'e sonra bir hafta on güne çıkar. Fazla para isteyin derim sonuçta iş kanununa göre sizin yolda geçen süreleriniz mesaiden sayılıyor. mesela pazartesi işe başladınız 8 saatlik mesainin ardından otobüse bindiniz 10 saatlik yolculuk yaptınız. salı işinizi bitirdiniz salı akşamı 10 saatlik yolculuktan sonra şehrinize geri döndünüz. çarşamba yine şirkette işbaşı yaptınız.Perşembe cuma normal şekilde devam etti. Size şirket bu 20 saatlik ücreti vermek zorunda ona göre bir ücret belirleyin derim


  • mr fusion  (08.05.10 22:32:22) 
[]

empire total war açılmaması

Merhaba atinasında isyan çıkanlar,
şimdi şöyle. razor versiyonunu indirdim netten çalışmadı. ulen dedim adamlar fıstık gibi oyun yapmış değer be diye gittim öğrenim kredimle 60 liraya orjinal oyun aldım ama o da ne?!?! aynı hatayı veriyor. deliriyorum. biraz üstte kalsın diyeceğim o derece.

Neyse efenim sorun şu:
oyuna girer girmez ilk ekran geliyor ve oyundan atıyor. yfrog.com bu hata var. nette bu olaya en yakın şey şu www.totalwar-turkiye.com ama burdaki arkadaşlar da oynayıp sonra hata almışlar. yine de işe yaramadı. orjinal oyuna crack yaptım yine olmadı. bu arada oyunu 2 ay önce çatır çatır oynadım razor versiyonunda. cinnet geliyor para boşa mı gitti ya bi yardım edin.

 
yapımcı firmaya mail at, hemen dönerler genelde...


  • beni boyle sev seveceksen  (11.08.10 22:48:57) 
[]

Açık öğretim lisesinden mezun olup üniversite sınavına girmek

Ocak ayında açık öğretim lisesinden mezun olacağım. İnternette araştırdım ama anlamadım. Türkiye'de hiç okula gitmedim. Açık öğretim lisesinde de hep geçebileceğim dersleri seçtim. Matematik, fizik, kimya bu dersleri hiç seçmedim, en ufak bir bilgim yok. Hangi sınava gireceğim, ne yapacağım hiç bulamadım. 4 yıllıklar öss'ye giremez diye bir şey okudum, kayıt olduğum yerdeki adam bu sene sınava girersin dedi.
Biraz fransızca, bi de ingilizce biliyorum.

Bir bilen, daha önce bunları yaşamış olan, bu süreci anlatabilecek birisi var mı? Ne yapacağım, hangi sınava girip, ne zaman para yatıracağım. Bir süre üstte kalırsa çok sevinirim, kime soracağımı bilmiyorum çünkü.

 
Bölümünüzü bilmiyorum ama açık öğretim lisesinde kredi sistemi var yanlış bilmiyorsam "hep geçebileceğim dersleri seçtim. Matematik, fizik, kimya bu dersleri hiç seçmedim" demişsiniz.
-Alan kredinizi tamamladınız mı?
-Alan derslerinin tamamından en az bir defa sınava girdiniz mi?

*: aol.meb.gov.tr

"4 yıllıklar öss'ye giremez" zaten geçen sene çıkan kanunla tüm liseler 4 yıllık oldu artık neye dayanarak bunu söylemişler anmadım. Açık liseden mezun olduğunuzda -ya da halen okurken- üniversite sınavına girebilirsiniz. (evet öss'ye giremezsiniz çünkü o sınavın adı artık ygs/lys) (:

Üniversite sınavına girmek içinde başvuru süreleri içinde bir liseden kılavuz alıp onu doldurursunuz, bankaya sınav ücretini yatırıp başvuru merkezine gidersin dekont ve kimliğinle birlikte işlemini yaparlar.

cagrimerkezi@meb.gov.tr adresine öğrenci numaranızla birlikte detaylı bir mail atsanız daha faydalı olur bence.
  • sp-qs  (29.09.10 18:28:05) 
[]

Amsterdam'a en ucuz yoldan gidiş

Herkese merhabalar efendim

Bir bilmecem var :) efendim pek sevgili ev arkadaşımla yılbaşında amsterdama gitme kararı aldık

önce rotarımızı şu şekilde belirledik; roma-barcelona-amsterdam

toplam biletler 415 liraya geliyor, daha sonra acaba sadece amsterdama mı gitsek dedik o zaman da 345 lira oluyor. (Bu arada İstanbul'dan gideceğiz)

acaba diyoruz Yunanistan üzerinden gitsek daha uyguna gidebilir miyiz?
burdan oraya tren kaç para yazar? ordan bildiğiniz havayolu şirketlerinin linklerini neyin yollar mısınız? yapın bir güzellik lütfen

Şimdiden herkeslere teşekkür ederim, en çok yardım edene magic mushroom, börek çörek getireceğiz söz :)

 
pegasus ile paris'e ucun ucuz olmasi lazim onceden alirsaniz..oradan da tren olabilir veya ucuz ucak. tren icin sncf ve thalys sitelerine bakin bir, ucak icin de momondo'dan arastirirsiniz.

amsterdam'dan barcelonaya vueling ucuyor olabilir bir bakin, paris'ten uctugunu biliyorum baya ucuzdur, easyjet'ten de iyi hem.
  • 2pac  (18.10.10 18:26:43) 
yok kafa kafaya geliyor o zaman pegasusla da, yılbaşı olduğundan pahalı biletler.

ryanair çok uygun zaten avrupa içi uçuşlarda sorun yok, sorun türkiyeden çıkış ve buraya dönüşlerde :(
  • nektar  (18.10.10 18:30:28) 
bir çok yol var. 2. bağlantıyı ryanair ve ya wizz le fln yapacagınız varsayarsak.
1: pgs ile amsterdam-paris ya da roma/milano(bergamo)
2: wizzair ile budapeşte
3: alamancı havayollarından biri ile alamanya
4: malev ile budapeşte aktarmalı..

ben sizin yerinizde olsam süre konusunda kısıtlamanız yok ise interrail olayına girerim. süre sorununuz var ise ryanair kombinasyonlarını iyice araştırın zira. barcelona sanacağınız ryanair uçuşunun en iyi ihtimalle girona olması var. bunları hep incelemelisiniz.
  • faaip de oiad  (18.10.10 18:59:42) 
ist-amsterdam:www.corendon.com
ams.-barc.: www.vueling.com
barc.-roma:www.vueling.com veya easyjet
  • merhum  (19.10.10 09:39:43) 
[]

müziği severiz

merhaba duyurunun gece kusları,
ben klasik muzik ve türkiye halk-etnik muzıklerini seven bir kimseyim. soru biraz anket tadında olacak ama kesfedemediğim muzikleri arıyorum, değişik ulkelerin ilginç ve karakterli muzikleri, blues, caz ya da latin ezgileri.
hadi bana ilginç bir şeyler soyleyin, bir tur ya da cok severek dinlediğiniz biri/parça..


 
inti-illimani dinledin mi hic?


  • osuruklu  (04.12.10 01:03:11) 
pink martini

joe hisaishi

hindi zahra
  • busuta  (04.12.10 01:12:36) 
@osuruklu, dinledim evet cok guzel. oyle orjinal seyler arıyorum işte.


  • heyamo  (04.12.10 01:25:31) 
(bkz: gamelan)


  • skatheist  (04.12.10 02:01:19) 
Dingin bir coşku için "bossa nova" :)

"Girl from ipanema" en bilinen şarkı bu türde.

(Eheh)
  • sourlemonade  (04.12.10 02:44:19) 
pelageya - rus sarkici
lena willemark-ale moller ( mesela: Kom Helge Ande veya Manelig)

  • elcucu  (04.12.10 06:26:25) 
Klezmer (sanatci adi degil, bir tur Yahudi halk muzigi) ilginizi cekebilir. Ilk dinledigimde latin etkili caz sanmistim, benziyor cunku. Neseli ve dinlemesi cok keyifli.


  • metalik  (04.12.10 08:32:27 ~ 08:32:45) 
Kesinlikle Kayhan Kalhor! Erdal Erzincan'dan tutun Yo-Yo Ma'ya kadar çalışan bir adam. Hatta şarkı da önereyim "beloved dont let me be discouraged", "gallop of a thousand horses"


  • sanal hayvan  (04.12.10 09:02:24) 
Hiç kimse mi yazmaz yahu? : Korpiklaani


  • nesin sen iki kollu adam falan mi  (04.12.10 10:26:00) 
  • personal jesus  (04.12.10 11:28:29) 
bir tür olarak fado


  • pyro clustic flow  (04.12.10 17:41:28) 
[]

20'lik Diş İçin Çene Cerrahı?

Bir arkadaşımın 20'lik dişinin cerrahi operasyon ile alınması gerekiyor. Araştırdığına göre özel sektörde bunun için 400 tl gibi bir ücret istiyorlarmış. Peki bu operasyon devlet bünyesinde de yapabilir mi?? Özel hastanede yapılsa devlet ücretin bir kısmını karşılar mı? Devlet hastanelerinde yapacaksak nasıl yapılır edilir, her hastanede olur mu yoksa diş hekimliği fakültelerine mi gitmek lazım? Kısacası bu iş en kolay nasıl olur ey dostlar.

teşekkürler.


 
yapıyor devlet hastaneleri. ama en az 2 ay sonraya gün veriyorlar. ben nisan başında gitmiştim temmuz 17'ye gün vermişlerdi. dişlerimin sırası zaten bozulmuştu o kadar beklersem tümden kayar gibi gelmişti dişler. gittim özelde çektirdim. 250 lira verdim. en iyisi özelde çektirmek. adamlar aldıkları parayı hakediyor. benim işlem 1 saat sürdü. dişi kıra kıra çıkardılar en büyük parça pirinç kadardı. ama doktorun eli hafifmiş. çekilirken zaten birşey hissetmiyorsun. sonrasında da ne şişlik yaptı ne ağrı. çene kemiğine dokunsalar bile sonradan şişiyormuş. adam dokunmamış demek. neyse bence bulsun parayı biryerden gitsin çektirsin hemen. yoksa dişleri sıkıştırır ağızda dolgu varsa onlar düşebilir. hemen çekilsin de nerde çekildği çok önemli değil aslında.


  • ayiadam  (03.01.11 15:34:44) 
istanbul ise, bu işlem mutlaka ama mutlaka Okmeydanında bulunan büsbüyük İstanbul Ağız ve Diş hastanesinde yapılmalıdır.

İsterse 1 sene bekleyin (acil olduğunu muayenede belirtirseniz daha erkene aldırabilirsiniz sanki;)

Çok araştırdım. En zor senaryo vardı bende yaklaşık 2 sene önce. Özelde çektiren tüm arkadaşlarım 35 ila 50 dakika arası sancalı sekanslardan bahsediyorlardı.

Burası öyle değil. Günde 9-10 kez aynı işlemi yapıyorlar ve artık fenafillah olmuşlar. En uzun ameliyatım 7 (yazıyla yedi) dakika sürdü. Daha kolay olan ameliyatlarım ise travmasız yani motor kullanılmadan yapılanlar ise 3-4 dakika arası bir şey sürmüyor bile. Öyle ki, cerrah (genelde Yusuf Bey oluyor bu) başka bir zorlu çene ameliyatını kontrol edip oradan ayrılıyor, odaya giriyor, işlemi bitirip geri ameliyata dönüyor falan. Özellerde hasta sayısı az ve doktorlar daha tecrübesiz olduğu için sıkıntı var. Ayrıca gittiğiniz yer bir hastane. Klinik değil. Olur ya ters bir durumda hemen müdahale edebilirler.

Bu arada işlem ücretsiz. SSK var ise.

Kolay gelsin. 20 yaş dişi başlığı altından entarilerime ulaşabilirsiniz daha ayrıntı için.
  • erobur  (03.01.11 15:41:57) 
ben çapa da cektirdim.işlemde basitti agri aci olmadi.üstelik beleş. durum acil değilse devlette yapın yaw. 400 tl cok para lan.


  • all girls dream  (03.01.11 16:27:39) 
[]

en fazla 5-6 bin tl ye en rahat oturma grubu tavsiyeniz?

nedir canlar ? mesela şu www.bellona.com.tr
takım çok rahat bir takım ve 3bin lira civarında. en önemli kriter çok rahat olması !!



 
istediğin kadar tavsiye al, fotoğraf bak, özellik oku, bir oturma grubunun rahat olup olmadığını, götünü üstüne koymadan kesinlikle anlayamazsın. herkesin rahatlık anlayışı o kadar farklı ki.

şu fotoğrafa bakınca bana göre son derece rahatsız geldi mesela. ben hayatta rahat etmem gibime geliyor. belki oturursam fikrim değişir. ama başkası da bakar bakmaz çok rahat diyebilir, oturunca "yok lan diilmiş" diyebilir. en basitinden, gözümüzle anlayamadığımız sertlik yumuşaklık hedesine fotoğraftan karar veremeyiz.
  • kibritsuyu  (05.07.11 15:52:39 ~ 15:54:16) 
madem o kadar para vereceksiniz gidin tepe mobilya ya en kralını alın. hem sık sık indirimleri de oluyor. bellona filan değmez o paraya.


  • mea maxima culpa  (05.07.11 15:56:33) 
aşırı kilolu kişiler sıklıkla kullanmayacaksa bellona - istikbal ürünleri birkaç yıl dayanıyor. ayrıca satın almak için gittiğinizde indirim üstüne indirim yapıyorlar, düğün sezonu açıldı, piyasa kızışık, netten değil mağazalardan fiyat almanızı öneririm.


  • 9kuyruklukedi  (05.07.11 16:42:48) 
[]

amerikadan türkiyeye posta kaç para ?

ufak bir havalı zarf için posta ücreti nedir acaba? usps'in sitesine baktım 25 dolar gibi saçmasapan bir fiyat çıkardı.

not: ups değil usps.


 
ağırlığa göre değişir. ama sen aps sistemiyle gönderme. arada çok büyük fark olmaz. en fazla 10 dolara geleceğini düşünüyorum. ben trden isveç'e 15 liraya göndermiştim.


  • markasiz  (02.10.11 13:28:22) 
[]

Türkiye'de Fizik Bölümü Okumak ?

Ne kadar mantıklı ? İş olanakları neler ?




 
Nasıl bir iş yapmak istiyorsunuz?

"Aslında fizikle filan alakam yok, para kazanayım da ne iş yaptığım çok önemli değil" diyorsanız fizik çekilir dert değildir.
  • sourlemonade  (28.10.11 19:28:14) 
bilkent fizik bu sene 347 den kapattı.bu sene tm bölümünden sınava girdim.makara olsun diye tüm sorularını sallayarak cevapladığım fen sınavına da girdim.mf2 puanım 366 geldi.yazsam gelicek yani.boru da değil bilkent üni.ama bir de işin şu yanı var.tavan puanı 568.bu arkadaş memleketin en baba bölümlerinden biri olan hacettepe üniversitesi türkçe tıp fakültesine tepeden giren arkadaşla aynı puanı yapmış.ingilizce tıp ise 554 ten kapatmış.

eğer fizik okumak istiyorsan aşk ile okuman gerekir.para bekleme.ha dersin ağbi ben fizik manyağıyım cern e falan gitmeyi düşünüyorum nasa da çalışcam mit de prof olcam gibi hayallerin var ise odtü bilkent boğaziçi ellerinden öper.onun ötesinde endüstri mühendisliğini yazan zihniyetle yazılıp okunacak bir bölüm değildir.ağırdır.saç beyazlatır.aşk gerekir.
  • error522  (28.10.11 19:38:50) 
fizikle çok alakam var, seviyorum.


  • RuledBySecrecy  (28.10.11 20:12:34) 
odtü mezunu bir tanıdık, şu an amerigada intel de çalışıyor. Eğer gerçekten istiyorsanız okuyun. Puanım yetiyor yeaaa falan diye düşünüyorsanız sakın gitmeyin.


  • chaoslord  (28.10.11 22:13:08) 
Türkiye'de iyi bir okulda (ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ, Bilkent) okuyup, iyi bir ortalama tutturup yurtdışına doktora yapmaya giderseniz sırtınız yere gelmez. Kötü bir okulda okursanız işiniz çok zor olur.

Çok çalışacaksınız ama madem fiziği seviyorsunuz bunu zaten severek, isteyerek yapacaksınız. İsteyip yapamayanı görmedim bunca yıllık fizik hayatımda :)
  • sourlemonade  (28.10.11 22:20:23) 
almanya'da ambulans şöförlüğü yapmakla biten maceradır. yakınım olur kendisi, ama ambulansı sürerken yararını görüyordur eminim fiziğin.


  • blackmail  (30.10.11 01:32:44) 
1 ... •456789101112• ... 176   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.